"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

17 Mart 2009 Salı

içimden geldi karaladım

değinesim var bu aralar derin konulara ..
22 adamın top peşinde koşturmasının,
kitleler tarafından neden sahiplenildiği umrumda değil..
önemli olan benim hislerim..
futbol en sıkıntılı dönemlerimde bile yüzümde oluşan belki de 2 snlik gülümsemenin sebebi..
en sevinçli anımda bana hüznü yaşatan..
amatörce ardından koştuğum, iddia kuponlarına çerez etmediğim zevkim..
emeklilik yaşayamayacağım bir meslekim var belki ama
bir şey vardı 45'imden sonra yapmak istediğim
gençlere yuvarlağın peşinden nasıl koşturulacağını öğretebileceğim..
futbol olacak ahlakı, sağlığı ve sosyalliği aşılayabileceğim kalemim ..
ya da bu bi idea..
daha çok var o yıllara..
mesleki hazzımın bana ne yaşatacağını bilemememin sıkıntısı
engeliyor aslında yapmak istediklerimin yarınlarını
bilir demirakis futbol aşkımı, aşkım bilir..
benimkisi bir yaşam felsefesi değildir
sadece bana yaşatılan deja vu ların içimde yarattığı kıpırtıdır..
ne messi olabilirim bu yaştan sonra ne arda..
ne sıradan bir futbolcu bile, ne hoca.. bilirim..
isterdim aslında.. kumaşıma iyi derlerdi zamanında..
halı sahaların aranan adamıyım..
belki de ezikliğimden artık ben de bi blog yazarıyım..

Hiç yorum yok: