"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

22 Mart 2009 Pazar

aragones ve uğur boral

hikaye bursa yolunda geçiyor.. feribotun kaptanı hava rüzgarlı olmasına ve bu durumda otobüs alımının yasak olmasına rağmen fenerbahce otobüsünü alıyor.. daha sonra jest yaparak kaptan kabinine(denizci dilinde köşk) aragones'i çay içmeye çağırıyor.. ama aragones paşa "gitmek istemiyorum" diyerek ortamı bi an geriyor.. hani o mçlarda hırsına ve surat ifadesine gıcık olduğumuz uğur boral ise stat girişinde yanına yaklaşan v kendisinden forma isteyen polis memurunu kulağında kulaklık olduğu için farkedemiyor.. ama son anda "bana mı diyosun abi" diyerek özür diliyor kulaklığını çıkarıyor ve maç sonunda seve seve formasını mağlubiyete rağmen memura veriyor.. birini doğru birini ise yanlış tanımışım bu adamların..

Hiç yorum yok: