"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

22 Şubat 2009 Pazar

GS:2 Kocaeli:5

90.dakika da 4'ü yedikten sonra kanalı değiştirdim.. ulen bari 4-3 olsun diye acabalarla tekrar açtım.. sonuç = 2-5, sonuç = skibbe gider.. artık amatör takımlar bile 3-5-2 oynamıyor.. sen 3-5-2'yi inadına deniyorsun ,bi de üstelik beşlinin kanatlarına sabri ve kewell'ı koymuşsun.. daha bir maç önce sabri kademeye giremiyor diye bordeaux karşısında barış'ı oynatıyorsun, banko alman gereken maçta ise sahada sabri var.. bu sistemle oyanayacaksan kanatların defans yapmayı bilecek.. kewell şu an kesin "crazy boy" modundadır.. hayatında bu kadar defansa gelmiş midir?.. gelipte bu kadar çaresiz kalmış mıdır?.. mehmet güven herhalde bir daha bu formayı giyemez.. aynı şeyleri ümit karan için de düşünüyorum.. baros altay'a kaçırdığı penaltıdan sonra bu tek vuruş özgüvenini kaybetti.. nonda kullanmalıydı vuruşu.. başka da söze gerek yok..

maçın özeti: sen maça yedeklerimle bile beşler alırım diye çıkarsan bi güzel beşlenirsin...

son söz taner gülleri için.. yine büyüklere boş geçmedin helal olsun.. 5 maçta 8 gol attın.. yani 12 golünün 8'ini..

hagi'nin ise tribünde bulunması tesadüf olarak değerlendirmiyorum.. bu aralar çok sık uğrar oldu.. bordeaux maçından sonra başa geçer, ilk tecrübesindeki gibi anında da ümit karan'ı şutlar.. tank meira'yı ise anında zenit'e satar..

bu takım 4-2-3-1 oynarsa ligi süpürür.. macera ararsa inter-toto'ya gider benden sölemesi

Hiç yorum yok: