"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

17 Ocak 2011 Pazartesi

Alkışlarla yaşıyoruz



Tabi, kimse Galatasaray'ı veya Galatasaraylıyı çok sevdiğinden yapmadı bu stadı...

Objektif bakarsak şöyle gerçekler var:

- Bu stadı kim, nasıl yaptırdıysa, kimin ne kadar parmağı varsa; sonuçta, bu stad ülkemiz, en çok da Galatasaray için çok ama çok güzel bir şey. Bunu zaten herkes biliyor. ASY 'nin UEFA kriterlerinin altında kalma ihtimali yüksekti bildiğimiz gibi. Herkesin siyasi bir görüşü olabilir, herkesin protesto ve eylem hakkı da vardır hukuken; ama, bu stad veya benzer iyilikte bir şeyin siyasi görüşümüze ters olan insanlar tarafından yapılması, bizi körü körüne bir reaksiyona itmemeli. Şöyle de diyebiliriz: Bu stadın yapılma aşamasında, 5 yıldır, bu olayla bizzat başbakan ilgilendi; alternatif yollarla, ödeneklerle, işçilerin para alamadıklarındaki eylemlerinde bile vs. Ve o başbakan olayın bu kadar içinde olmasa, bu stad bu kadar sürede biter miydi? Şüpheli. 5 yıldır herkes bu stadın açılacağı günü iple çekerken, kimse bilmiyor muydu başbakanın bu işle bizzat ilgilendiğini? Adnan Polat her konuşmasında teşekkür etmiyor muydu kendisine? Peki kimse çıkıp da dedi mi, "Başbakan yaptıracağına hiç yapılmasın, istemiyoruz." diye? Ben duymadım, okumadım. Demek ki, neymiş? Düşmanına ya gebe olmayacaksın, ya da gebe olduysan artistlik yapmayacaksın.

Bir de diğer boyutu var olayın:

Başbakan ve TOKİ başkanı için sürpriz olmuştur bu protesto. Dünya Basketbol Şampiyonası'ndaki durumdan farklı bence olay. Fakat, bu protestoları olgunlukla karşılamak yerine;

- Bir başbakanın çıkıp da, Galatasaray'ın bir kuruş parası yoktur demesi,
(Ödeneklerdeki paraları, vergi olarak kim verdi acaba? Islıklayan kimse vermedi mi?)

- Bir başbakanın çıkıp, taraftarları üzerinden Galatasaray kulubünü tehdit eden konuşmalar yapması,
(Bu takım maçlarını nerde oynarsa oynasın, taraftar hiç usanmadan oraya gider, kimi neyle tehdit etti acaba? İkitelli'ye gidip sabaha karşı dönmedi mi insanlar evlerine kaç kere?)

- AB Genel Sekteterliği'nin müşavirinin twitter'da protesto eden taraftara "şerefsiz, nankör" demesi; başka birinin "babaları belli değildir." demesi,
(Bu arada, ülkeyi yöneten insanların bile, liseli kızlar gibi internet ortamından ahkam kesmesini anlamış değilim, bu karaktersizlik ve korkaklıktan başka bir şey olamaz.)

- TOKİ başkanının rahmetli Özhan Canaydın için kullandığı kelimeler

vs.

...

Buraya bir şeyler yazdım ama sürekli silmek zorunda hissettim. Çünkü ya hislerimi yansıtmayacak kadar yumuşak olacaklardı, ya da her açıdan falsolu.

eyvallah

1 yorum:

Manusal dedi ki...

Stadı yalakalık için terk eden yalama başkanımız Adnan Polat'ın bu armaya yakışmadığı artık koşusuz destek veren ben tarafından bile anlaşılmıştır.