"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

16 Ocak 2011 Pazar

Şampiyon Papazlar


Hakederek gelen şampiyonluk, özellikle oynamaktan çok oynatmamak üzerine, yıldırma üzerine stratejilerini belirlemiş bir takıma karşı kazanıldığında çok daha büyük bir keyif veriyor. Centilmen yapısı ile bilinen takımımız, aslına bakarsanız nasıl finale çıktığına bile anlam veremediğim, hiç bir plan programı olmayan rakibe karşı belli bir süre sinir stabilitesini koruyamasa da, oyuna gelmeyerek haklı bir şekilde ŞAMPİYON oldu.

Özellikle şampiyon takımdan ferdi ödül çıkmaması, Alper'in bir türlü bitmeyen cezası organizasyonun anlama veremediğim davranışları.

Olsun en azından bugün Papazlar oyun oynamadan şampiyon olunamayacağını rakip takıma gösterdi. Sarı kartı olan 4 numaralı oyuncunun ikinci yarıya 12 numara ile çıkması, tellerde KASITLI bir şekilde (kimseyi kandırmasınlar, kendileri de herşeyin farkında) özellikle kaval kemiğimize vurmaları, kontrolsuz dalaşmaları, ortamı devamlı germeleri kendilerine hiç mi hiç yakışmadı. Evet haklılar ağzımdan "Sı..cam oynadığın oyuna" diye adrenalin top yaptığı noktada bir argo kelime çıktı ama beni buna iten neden kesinlikle benim yaptığımdan çok daha çirkin. Topsuz alanda hakem arkasını döndüğü anda 4 numaralı Ali isimli arkadaş direk ayağıma KASITLI (yazımı okuyacak mısın bilmiyorum kardeş ama olanı bir sen, bir ben bir de Allah biliyor) bir şekilde tekme attı. Turnuva kariyerim çok uzun olmasa da komite ve takım arkadaşlarım benim bu tarz tartışmalardan uzak olduğumu biliyorlar , saolsunlar Seko böle bir çıkış yaptıya doğrudur anlayışları için teşekkür ederim.

Bir iki kelam da Yavuz'a. Takımın şampiyonluğunda çok ama çok büyük katkın var. Muhteşem sol ayağın, devamlılığın çok daha iyi yerlerde olman için sadece bir iki neden. Sol golün ve takıma getieridğin şampiyonluk için KOCA BİR TEŞEKKÜR. Sadece senden istediğim takım arkadaşlarına biraz fazla güvenmen ve onları oyuna katman. Çünkü sen topu aldığında ben artık kaleye doğru koşmuyorum, çünkü pas vermeyeceğinden çok ama çok eminim. Bize sana çok güveniyoruz, seviyoruz, tertemiz bi arkadaşımızsın.

Sanırım gelecek sezon için kadroyu genişletme yoluna gidicez. Zaten ilk 7 de banko oynayabilecek şu anda aktif 10 adamımız var. 1.ligin uzun ve zorlu maratonunda özellikle İbrahim ve genç kardeşim Alper'den çok fazla faydalanıcaz. Yeri geldiğinde biz kenarda oturucaz ve onları destekliycez.

1-2 takviye ile en azından kendi aramızda maç yapacak sayıya ulaşsak, hafta içi maçlarda haftasonu kadrosunu kurabiliriz. Kanımc ligde değişiklik haklarımızı tamamen kullanarak diri arkadaşları sahaya sürmeliyiz.

Madalyalarımızı aldık, kupamızı aldık. Artık 1.ligdeyiz. En az yarı finali oynayacağımza eminim. Bugün resmen canını dişine takan sakatlanma pahasına tekmeye kafa uzaten bütün arkadaşlarımı canı gönülden kutluyorum

3 yorum:

doctor dedi ki...

Şu anda vücudunun herhangi bir yerinde ağrı hissetmeyen bir takım arkadaşım olduğunu sanmıyorum.Belki de tekme yemeye en namüsait olan yerde oynayan ben bile kasıtlı yediğim bir tekmeden dolayı sol dizimde buz torbasıyla oturuyorum.3 sezondur Pazar Ligi'nde oynuyorum ve bugünkü gibi bir maçı daha önce yaşamadım.Sanki top oynamaya değil de sadece vurmaya gelmiş gibiydiler.Her haraketleri direk rakibeydi ve özellikle tel kenarında Serkan'a arkadan girmeleri,Deniz'e yumrukla karışık dalmaları hayretle izlediğim görüntülerdi.Spor ve rakibe saygı bu değil...
Bütün bu çirkinliklerin içinde olan güzellikler de vardı ve bunların hepsi bizden geldi.Atıf'ın ters ayakla kalecinin uzanamayacağı köşeye yaptığı ölü yaprak vuruşu,Yavuz'un önündeki baraja rağmen köşeye bıraktığı frikik ve yine Yavuz'un ( Yıllar önce Ümit Aktan'ın dediği gibi,bir değil,iki değil bütün Schmeichel'ler gelsede çıkaramaz )köşede duran örümcekleri aldığı muhteşem füzesi..Ve belki de en önemlisi o kadar ortamı germe çabalarına karşı sakinliğimizi koruyabilmemiz.Tekmeye,top oynayarak karşılık vermemiz.Ya da vermek istememiz.Sonuna kadar hak ettimiz şampiyonluğu söke söke aldık.Sadece lafta değil,sahada da kanımızı bıraktık.Biz iyi bir takımız ve bu takımın bir parçası olmak gurur verici bir olay.
Son sözüm de organizasyon komitesine.Bana verdiğiniz haksız cezadan tutun da,şampiyon takımdan tek bir oyuncuya bile ödül vermemiş olmanızı nasıl açıklayacaksınız acaba.Tüm art niyetli davranışlara ve bazılarına inat şampiyonuz.Kupayı kaptan kalecimiz Bora nezdinde PAPAZLAR takımına verdiniz.En iyi kaleci seçtiğiniz arkadaşımızın takımı neredeydi acaba ?Bilmem anlatabildim mi...

ŞAMPİYON PAPAZLAR...

sekobarbital dedi ki...

demek ki sadece çıkıp topunu oynamak yetmiyor. lobicilikte yapacaksın.

doctor dedi ki...

Bizim onların ödüllerine ihtiyacımız yok Serkan'ım..Kendimizi biliyoruz ya bu bize yeter..Bir ödül için çoluk cocukla muhatap olmaya gerek yok..