"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

7 Ocak 2011 Cuma

Amacınız nedir?



35 yıldır basketbolda Türkiye'nin lokomotifi olan bir kulübü kapatmak için 8 aydır hummalı bir çalışma içinde olan insanların tek amacı alkol reklamı yapan kötü örnekleri ortadan kaldırmak ve gençlerin geleceğini düşünmek olabilir mi? Evet, olabilir tabi.

Peki ülkenin dört bir yanında açtığı spor okullarıyla gençleri spora teşvik eden, çocukların sporla sağlıklı gelişmesini sağlayan, binlerce genci Türk basketboluna kazandıran ve onlara "gelecek" kazandıran bir kuruluş ne olacak? Kapatın gitsin. Yobazız, yola devam.

Peki çocukluğundan beri Efes Pilsen denilince aklına sadece basketbol, Hidayet Türkoğlu, Peter Naumovski vs. gelen, alkolle bu çağrışımlarının hiç ilgisi olmadığı gençler, ülkedeki hemen tüm tekel bayilerinde kocaman tabelası bulunan alkol markalarından da etkilenmez mi? Etkilenir. Çok iyi bir hareket olmaz mı hepsini kapatmak? Zaten ramazanda tekel bayilerini yağmalayan vandalların al(ma)dıkları cezalara bakarak, bunun çok da ihtimal dışı olduğunu söyleyemeyiz. İyi niyet akıyor her yerlerinden. Tıpkı Atatürk'ün dürbünle Rumeli Hisarı'ndan İstanbul'a baktığı resminde Atatürk'ün parmakları arasındaki sigarayı silen ve birbirine bitişik iki parmağın anlamsız duruşuna anlam verebilen Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın gençlerin sigaraya özeneceğini düşünmesi gibi. Rtük'ün artık televizyonda insanların elindeki kadehleri mozaiklemesi de öyle.

Takımın ismi olarak Efes'in arkasından başka bir kelime gelirse yasa izin verirmiş galiba. Efes Bilsen adıyla devam edebilir aynı takım. Ya da Efes Pissen. Yok yok, Efes Girsen olsun bence...

Hiç yorum yok: