"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Gaziantep "Türk futbolunun İngilizi"


Flying Dutchman tam da yazmak istediğim bi post kaleme almış bu sabah.. Ben İngiltere'de top yapmış futbol ahlakının Türkiye'de uygulanabilirliliğine de değinecektim.. Bir takım var ki ligde hiç bir iddiası olmayan.. Ne Avrupa kupası vizesi peşinde koşan, ne de düşmemek için çırpınan..

Gaziantepspor'dan bahsediyorum ve onları ayakta alkışlıyorum.. Özellikle yeni hocaları ile gelecek sezon için çok iyi sinyaller verdiklerini belirtelim..

Önce kendi evlerinde şampiyonluğa oynayan Sivasspor'u yendiler.. Hem de 10 kişi.. Hem de Tabatasız.. Bülent Uygun ve Talebeleri tarafından maça yatmadıkları için eleştirildiler..

Daha sonra "Bir umudu olan" Kocaeli'ni beşlediler..

Enson da dün deplasmanda Avrupa aşkıyla deliren Bursasporla iki kere yenik duruma düştükleri maçta berabere kaldılar..

Hiçbir maça yatmadılar.. Hep yenmek için çıktılar maça..

Sizin gibi bir takımı barındıran bu ligin umarım sizlerden alacağı çok ama çok ders var..

İngiltere'de "Uçan Hollandalı" nın da değindiği gibi kaybetse bile kazanmış takımlar gittiler potadaki takımları çatır çatır yendiler.. Futbolun unutulan değerlerini hepimize bir kez daha belettiler..

Hiç yorum yok: