buraya kadar özetle geçtiğim her sezonda fenerbahçenin bir ve tek amacı vardı.. şampiyon olmak.. lorant sezonu bile böle başlamıştı..
ama ne olduysa bu sezon başında oldu.. kezman kiralandı, ispanya gol karlı guiza alındı onlarca milyona ve takımın başına 70 yaşındaki şampiyon ispanya nın hocası aragones getirildi.. takımdan aurelio gitti.. emre ve josico geldi.. her boşluk aslında layıkıyla doldurulmaya çalışılmıştı çalışılmasına ama yolunda gitmeyen ters bişeyler vardı..
brezilyalılar zico nun gönderilme biçimine alınmış görünüyorlardı.. hatta kendi internet sitelerinden aragenes i eleştirecek kadar ileriye götürdüler.. carlos un hırsı kalmamış, alex ise yürüyerek oynamaktan emekleme moduna geçmişti.. deivid, vederson ağır sakatlıklardan çıktıktan sonra bu konudaki yerlerini edu ya bıraktılar.. guiza çalışkan ama bir o kladar da yalnızlığın eleştirisini yedi.. tek forvet oynayamacağını ilk maçta bütün türkiye anlarken alex i oynatmnak adına arogenes farketmek istememişti.. geçen senenin yıldızları uğur boral ve colin kazım sıradanlaşmış, emre belözoğlu ise durmadan sakatlanıyordu..
bütün bunlar anadolu takımlarına kaybedilecek puanlar anlamına geldi ve fenerbahce bi ara beşiktaştan 5 puan öndeyken şimdi 8 puan geriye düştü..
bırakın şampiyonlar ligine katılmayı, bu durumu le bi noktaya getirdiler ki nerdeyse ciddi anlamda hiçbir önemi kalmamış türkiye kupasını kazanmayı sezonun amacıymış gibi lanse etmeye çalıştılar.. kaznırsak tarihe geçeriz diye mutlu olmaya hazırlardı..
kupanın laneti midir, bobo mu holosko mudur bilmiyorum ama yine kazanamadılar.. stoper gökhan gönül ün balonu patlar, genç babacan ise bu denli stresli bir maçta heba edilir..
sen gel şampiyonligi çeyrek finalinden türkiye kupasında mutluluk ara.. bu resmen büyürken küçülmektir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder