"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Gs- Bursa 0-2'den de öte.


- Tıpta her hastanın tedaviyi reddetme hakkı vardır. Galatasaray da öyle, Rijkaard sistemini reddediyor. Öyle ki, takım profesyonel olamıyor. Saha içinde amatör bir ruh gelip tüm yetilerini alıyor sanki oyuncuların. Bu kendini, ya öndeyken son dakikalarda yaslanıp hata yapmak, ya da 8 kişi kendi sahasında pres yapıp açık vermeyen rakibe karşı geri dörtlünün aralarında (veya bazen ayhanı da alıp 5 kişi olarak) pas yapması ve bunu da üstün oynama olarak değerlendirmek olarak gösteriyor. Biz de bunu yiyoruz tabi.

- Maça dair üzüldüğüm şeylerden biri Kewell'ın gol olmayan şutuydu (Galatasaray'ın tek şutuydu galiba.).

- Maçta 3 kere Ivankov yerde otururken top kucağına düştü. Daha doğrusu Sarp ve Baros verdi kendisine.

- Bursa'nın kötü oynadığını sanmıyorum. Maç onların istediği gibi gitti. Hatta istediği gibi bitti de.

- Stepanov uzun süredir Baros'a fizik olarak genelde üstünlük kuran gördüğüm nadir stoperlerdendi. Bunu Baros'un sakatlığına vermek çok akılcı degil.

- Elano oyuna girdikten sonraki ilk 8 dakikada 3 kere topla buluştu. Birinde oyuna girer girmez korner kullanmıştı. Dunga mı yanlış biz mi?

- Şu 11'i geçen sene her hangi bir maçta görsek, "Off, bu maç nasıl biticek?" derdik. Bu bizim sezona giriş ve Avrupa kupalarında oynayan (daha doğrusu oynayamayan) kadromuz. Başkanımız da halen stadla övünsün, uyuruz biz. Rahmetli Özhan Abi'nin kemikleri sızlar. O bile bu kadar konuşmadı.

- Arda bugün izin alıp idmana çıkmamış. Morali çok bozukmuş. İdmanı yukarıdan izlemiş. Konuyu anlasam yorum yapacaktım.

- Burdayız Seko kaptan. Kızma (sekobarbitale)

Hiç yorum yok: