"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

16 Mart 2009 Pazartesi

pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım

hepimizin 3-5 topa vurmuşluğu ya da müsabakalara katılmışlığı vardır.. artık bırakın profesyonel ligleri amatör liglerde bile 18 yaşında adama defans bölgesinde yer verilmiyor.. serkan kurtuluş galatasarayda bu yaşında 1-2 maça çıktı.. birini çıplak gözle izledim.. güç yok heyecan çok..sonuç: bence maçın en kötüsü.. oysa bursa paf maçlarında tozunu atıyordu sağ kanadın.. bu forma öle tahmin ettiğiniz gibi hafif değil.. uğur meleke kusura bakmasın.. galatasaray semih kaya'yı kaybetti diyor.. kaybetmedi meleke, aksine daha da kazandı.. gencecik evladını bu iki hard maçta çerez etmedi.. yıl 1988 değil.. 2009.. bülentin ayağına monaco maçında gelen kısmet ile şimdikini nasıl aynı tutarsınız.. o zaman yürüyerek oynanıyodu futbol.. şimdi güçle.. semih de daha gelişim aşamasında bir lise öğrencisi.. fiziki gelişimini bile tamamlamamış ki mental gelişimişni tamamlasın.. futbolda öne çıkan kavramlar artık güç ve tecrübe.. hamburg maçları oyuncu kazanılacak maçlar değildir.. belki kewell oynayacak stoperde ve 5 yiyip elenicez.. işte o zaman trabzondan çıkarttığımız 1 puana çok ama çok sevinicez.. iyi ki emre aşık cezalıa olmasına rağmen oynamış diyicez.. PİRİNCE GİDERKEN EVDEKİ BULGURDAN OLMAYACAKSIN..HELE HELE LİGİN ZİRVESİNİ İLGİLENDİREN BİR MAÇTA OYUNCU DENEMEK TOPUĞA SIKMAK OLUR.. avrupa da başarı tabi ki önemlidir ama kewell'ın son ropörtajında dediği gibi ligde 2. olmak ile sonuncu olmak arasında bi fark yoktur galatasaray camiası için..

Hiç yorum yok: