"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

17 Şubat 2017 Cuma

Alex ve Biyografisi


Özellikle biyografilere bayılırım. Daha önce Desailly'in biyografisini okumuştum, otobiyografi değil çünkü bir yazar tarafından yazılmıştı. Tümer Metin'in ise otobiyografiydi ve kendisinden beklemediğim kadar güzel bir dille hikayesini anlatmıştı. Maden işçisi bir babanın oğlu hikayesini yüreklere işler bir şekilde anlatmıştı. Messi'yi geçen hafta okudum, çoğu kısmını biliyordum ama bazı ayrıntılar beni şaşırtmadı değil. Aslında futboldan ziyade tedavi peşinde koşarken yolu Barca'ya düşüyor.  

Gelelim Alex De Souza'nın hikayesine. Kalın, çekici bir kitap. Ama ilk cümlesinden itibaren hayal kırıklığı. Bir paragraf Alex ağzından yazılmış ama bir bakıyorsunuz diğer paragraf yazarın ağzından, bir sonraki hocasının. Karışık kurgusu tercüman zaafından da kaynaklanmış olabilir ama bu kadar ilgi çekici bir hikaye ancak bu şekilde karışık anlatılabilirdi. Olsun.

Okumaya devam ediyorum. Özellikle Aziz Yıldırım hakkında anlattığı şeyler "yok artık Lebron James" dedirtecek şekilde.

Yine de okuyun. Okumak iyidir.

22 Ocak 2017 Pazar

İlhan Cavcav'sız bir Lig Çekilir mi?


Geçirdiği beyin kanaması sonucu hayata gözlerini yumdu Gençlerbirliği'nin 40 yıllık başkanı İlhan Cavcav. Kona, Kuşe, Moşe üçlüsünü nerdeyse bedavaya alıp ilk 5 eoynaması ve de üç büyüklere ateş pahasına satmayı becerebilmesi ile nam salmıştı. Son golünü de bize Ahmet Çalık ile attı olsun. canı saolsun. Mekanın cennet olsun. Sensiz bir lig görmedi bu gözler koca çınar. Bakalım alışabilecek miyiz?

21 Ocak 2017 Cumartesi

Benim Adım MESSİ #10


Kayınvalidemi otogarda beklerken rötar yaptığını öğrendiğimde Nilüfer Turizm tesislerinde bir baktım kitapmatik. 10 tl ye istediğin kitabı seçiyorsun ve de hoop kutu kola gibi aşağı düşüyor. Kitapları incelediğimde aslında seçim yapmakta hiç ama hiç zorlanmadım. Benim Leo'ya Leo'nun bana 1 saniye bakışı yetti. Başladım okumaya. Aslında ucundan vakıf olduğum bir hayat hikayesiydi ama ilginç ayrıntılar beni çok şaşırttı. Barcelona'nın ne kadar büyük bir kulüp olduğunu çok daha iyi anladım. Köklerinin İtalyan oluşu, bugünlere anneannesi sayesinde gelmesi, River Plate kapısından dönmesi, Barca'da Pique, İniesta ve Cesc ile birlikte büyümesi. Çabuk bitiyor, sıkmıyor. Bence gelmiş geçmiş en özeli en dahisi Messi. Kim ne derse desin

15 Ocak 2017 Pazar

Yedibela FC..


Büyük ihtimal kırmızı siyah formayı son giyişim ve de iyi bir final yaptığımı düşünüyorum. Tabi zaman ne gösterir bilinmez ama Goldenlig ve Efendilig'den çok da bir vakit kalmayacak. Ama kalbim hep onlarla.
Sevgili Baykal'ın ayağının kırılması ile başlayan dostluğumuzu 10 numaralarını bana teslim ederek pekiştiren dostlarıma teşekkürü borç bilirim.
Müthiş bir frikik golü ile veda ettim.
Benim için onurdu.
Teşekkür ederim.
Madalyamı takmaya geleceğim tabi ki. Gümüş de olsa farketmez, maksat muhabbet ve de maç sonu birlikte içilen o sıcacık çaylar..

14 Ocak 2017 Cumartesi

MKA Papazlar FC Perşembe günü sezonu açıyor..

Ligi lider bitirdik..
1.lige çıkmayı erken garantiledik..
2 hafta bay geçince ritmimiz düştü..
Çeyrek finalde veda ettik..
Ama şimdi daha kuvvetli, kafa olarak daha hazır ve de daha aç geliyoruz..

Aynı kadromuzla aynen devam edeceğiz..

2-3-1 oynama niyetimiz var.. Bakalım.. Tabuları yıkmak lazım bazen..

19.01.2017 PERŞEMBE rakibimiz Silverbacks..

Muhtemel kadromuz..


8 Ocak 2017 Pazar

Lucas Ontivero.. İyiydi be abi :)


CV si gerçekten kalındı. Neredeyse bütün iyi takımların altyapısında oynamışlığı veya denenmişliği vardı. Pasaport problemi nedeni ile oynamadığı yazılı medyada paylaşılmıştı. Türkiye kupasında ilk maçında adamını geçip Hajrovic'e verdiği pas ile kumaşını belli de etmişti ama rakip Yozgatspor'du. Hatta fanatikçe bekleyin bu adamdan iş çıkacak diye arkadaşlarımla tartışmışlığım hatta dalga geçilmişiliğim de var. Macaristan'a gitti önce sonra da Kanada'ya Drogaba'nın yanına. Drogba'nın 38 yaşında gittiği yere 20 yaşına gitmişti ama olsun Drogba Drogba'dır. İkisi de GS'li olunca elinden tutar dedik be. Ama gardımın düştüğü an şu Tweet. En beğenerek takip ettiğim bilgili mi bilgili Al Murat Hamarat resmen vurmuş ve gol olmuş. Bize de napalım topu kaleden çıkarmak düşer.. 

5 Ocak 2017 Perşembe

Anadolu Yıldızları Türkiye Şampiyonasına HAZIR..



İddaa Rakipbul Halısaha turnuvasında takımım İstanbul Teknik'i penaltılarla eleyerek İstanbul şampiyonluğuna kadar uzanacak yolu hasarsız geçen Anadolu Yıldızları 06 Ocak sabah uçakla Antalya'ya geçip rakiplerini bekleyecek ve aynı akşam şampiyonluk mücadelesine başlayacaktır. MKA Papazlar takımından Fırat Yılmazgil ve Semih Demir'i  de kadrosunda bulunduran Anadolu Yıldızları aynı zamanda orada bizleri temsil edecek olup birkez daha TÜRKİYE ŞAMPİYONU olarak ülkemizi Avrupa'da temsil edecektir. Buna inancımız tamdır. Başarılar Mahmut Başkan, başarılar Osman kaptan, başarılar FEFE başarılar SEMİH, başarılar arkadaşlar.. 

4 Ocak 2017 Çarşamba

MKA Papazlar FC SEZONU AÇIYORRR


Gelecek hafta Silverbacks ile sezonu açma planı yapan takımımız transfer çalışmalarına tam gaz devam ediyor..

ilk olarak Ramazan cup şampiyonluğunda büyük pay sahibi olan Mesut Kalim takıma döndü..

St Nouli 4 Yaşar Ustalar 3.. Maç yazısı..


5 YIL ARADAN SONRA BLOGUM TEKRAR MERHABA

Takım maça gelmişti gelmesine ama sahaya çıkacak futbolcu sayısından 2 eksik formamız vardı. Kaptan Ali maça 2-0 geriye düşmemek için sahaya 9 kişi çıkıyor 10.dakika Faik geldiğinde takımda 1-2 kişi dışında herkes 11 kişi oynadığımızı sanıyordu. Meğerse maç boyu 10 kişi oynamışız haberimiz yoktu. 

Bir de üstüne dakika bir gol bir olunca cuk diye 2-0 yenik duruma düştük. Neyse ki Feto’nun akıldolu pasında Serkan topu önüne aldığında başkan Erdal’ın “abi gözünü seveyim gördüğün yerden vur aq” sözleri aklına gelip allah ne verdiyse vurması ile hem ilk golümüzü hem de St Nouli forması ile ilk resmi golünü atıyordu. Ne olduysa ondan sonra oldu zaten. Takımda herkes iki kişilik oynamaya başladı ve yine böyle bir pres sonucu kazanılan topta Serkan’ın arapasında Patrice skorbordta durumu 2-2’ye getiriyor ama aslında maçsonu yaşanılacak zaferin şarkısını yazmaya başlıyordu.

Kalede Serkan kusursuz bir performans sergiliyor asıl önemlisi eksik oyuncu zaafımızı oyunu müthiş başlatarak gideriyordu. İkinci yarı Neco’nun arapasında Serkan skoru 3-2 ye getirdi. Daha sonra maç 3-3 olsa da Taner’in son dakika son bir güçle yaptığı pres sonucu attığı gol ile takımın hanesine bir galibiyet yazılıyordu. 

Maçın asıl kahramanları golleri atanlar veya attıranlardan ziyade takımı kenardan ustalıkla yöneten kaptanlarımız Ali ve Halil idi. Onların coşkusu ile maçta oynayanların hemen hemen çoğu başta belirttiğim gibi eksik oynadığımızın farkında bile değildi. 

Ufak bir not da Patrice için. Maç parası verdiği anı fotolayarak güne bir anlam daha katmış olduk..

Şimdi heyecanla gelecek hafta Çarşamba MAÇIMIZI heyecanla beklemeye başladık.. 

Futbol nerdeyse orada olmaya devam edeceğiz.. 

maçın özetini linkten izleyebilirsiniz..


By sekobarbital

28 Ağustos 2012 Salı

Tribunde bizden bir unlu

Haftasonu Goztepe'miz, Kartal deplasmaninda ummadigi bir yara aldi..Kimin umurunda..Sezon yeni basladi, geleneksel ilk mac yenilme etkinliginden sadece biri. Biz taraftarlar olarak asil onemli olan, takim nerde olursa olsun, tribunde bir olarak yerlerimizi almamiz. Kimimiz isadami, kimimiz ogrenci, kimimiz de sohretli bir unlu..Kisada AMK sensiz hayatin diyoruz. Tipki Riza Kocaoglu gibi..

** Fotograf, sayin Riza Kocaoglu'nun twitter hesabindan alinmistir.

21 Ağustos 2012 Salı

Elmander ile..


Sevgili arkadaşım Atıf "Hagi'den sonra isteyerek alacağım tek forma" nın sahibi Elmander ve eşiyle bugün bir kafede karşılaştım. Mükemmel Dalmaçyalı köpeği ,çok sevimli kızı ve eşi ile Büyükşehir Belediyeli Holmen'de kendilerine eşlik ediyordu. Hemen yan masamda oturmalarına rağmen biraz da çekindiğimden selam bile veremedim kendisine. Adam ağız tadıyla hamburgerini yesin, sosyal dangalaklık yapmaya da gerek yok dedim. Ama bir baktım neredeyse bütün kafe Elmander'le fotoğraf çektirme yarışına girdi. Ee ben de ölece duramazdım tabi ki ve kendisine bolca teşekkür ederek anılarıma bir güzelini daha ekledim. İsveç Ligi'nde oynadığı dönemlerden Fransa günlerine , Bolton forması giydiği günlere kadar nedense takip ettiğim ve birgün hep Galatasaray'da görmeyi hayal ettiğim bir isimdi. Avrupa Şampiyonası'nda İsveç'i tutmama sebep isimle bir fotoğrafımın olması insanlara öfke kusar gibi bakan eşine rağmen çok ama çok güzel.

Kalu Uche'ler 2 oldu


Sabah Çaykur Rizespor'un Kalu Uche'yi kiraladığı haberleri okuyunca gerçekten çok şaşırdım. Kasımpaşa'da daha ilk maçına çıkmış Uche'nin İspanya macerasından 1 maç sonra 2.lige kirlanmış olması çok garibime gitti. İşin aslını daha sonra anladım. Nijerya Ligi ekiplerinden Enyimba Aba'da da oynayan Kalu Uche isminde bir oyuncu varmış. Böylece liglerimizdeki Kalu Uche sayısı ikiye çıktı.

20 Ağustos 2012 Pazartesi

Welcome Back


Ciddi sakatlıklar sonrası üst düzey kalabilen adamlara gerçekten büyük saygı duyuyorum. Henrik Larsson, Okan Buruk, Semih Kaya ve son olarak David Villa. Hepsinin hikayesi aslında uzun uzun anlatılmaya değer. David Villa oyuna girdikten kısa bir süre sonra golünü attı ve ailesine armağan etti. Barca ve Messi kaldığı yerden devam ediyor bu arada.

16 Ağustos 2012 Perşembe

Troll Gazete


Troll Gazete

Trolluk..Sosyal medya ile birlikte literaturumuze giren taptaze bir kelime. Aslina bakarsaniz, dogrudan yabanci dilden almaya ne gerek vardi diye dusunmeden edemiyorum. Uzaklarda yasadigimdan midir nedir, gazetelerimizi acinca, Tv kanallarimiza bakinca, hele meclis tv izleyince, etraf trollden gecilmiyor masallah.
Kimdir troll? Ortaya sacma sapan fikirler atip, ya da bir kucuk olayi abartip yansitan sonra geriye cekilip, milletin kamplasmasindan zevk duyan kisi diyebiliriz. Bu gunlerde bunu Izmir'in bir yerel gazetesi basariyla yerine getiriyor. Nami deger Yeni Asir gazetesi, KSK den Goztepe'ye transfer olan futbolcu Saban icin sundugu haberde, sosyal medya uzerinde taraftarlarin bu transfer hakkindaki birbirine satasmalarini, gazete sayfalarina tasimis. Tabi, iki taraftar arasi bu haberle iyice kizismis, trollugun daniskasi var anlayacaginiz..
Simdi bu hareket, bu gazetecilik anlayisi neye hizmet eder, maksat acik ve net olarak, taraftarlar iyice birbirine girsin, biz de bundan kar saglayalim, nerde gazetecilik ilkeleri..
Kendilerine basin ilkelerini hatirlatalim:
§  Gazetecilik mesleği, kişisel yarar için ve kamu zararına kullanılamaz.
§  Ahlaka aykırı ve müstehcen yayın yapılamaz.
§  Şeref ve haysiyetlere karşı haksız yayın yapılamaz, kişi ve kurumlar aleyhinde iftirada bulunulamaz.
§  Din istismarı yapılamaz.
§  Haberler doğruluğuna emin olunmadan yazılamaz.
§  Taraf tutan fikirler haber metninde verilemez.
§  Yayınlanmamak kaydıyla verilen bilgiler yayınlanamaz.
§  Yanlış yayınlar dolayısıyle gönderilen tekzipler en kısa zamanda yayınlanır.

Cumhuriyetin ilk gazetelerinden, kurtulus savasinda onemli rol oynamis, Izmir in gazetesine hic yakismayan hareketler  bunlar!!
Baris ve huzurlu bir ulke dilegiyle..


11 Ağustos 2012 Cumartesi

Altın Kızlar


Bu blog arşivinde mutlaka bu foto olmalı diye düşündüm. Ağlamayan kaldı mı??