"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

28 Eylül 2010 Salı

Bakış Açımız



- İBB maçından sonra Abdullah Avcı için, "Galatasaray'a yattı yine." demek,

- Adnan Polat'ın tek rakibimiz Fenerbahçe diyerek, önceden Fenerbahçe için uyguladığı psikolojik savaşı bu sefer aslında daha ciddi rakip olarak gördüğü Beşiktaş için yapması; hatta Kasımpaşa maçı için ASY'i vermesi,

- İkitelli'ye gitmekten Adnan Polat sayesinde kurtulduklarını unutan Fenerbahçe taraftar grubunun kulaklarımızı çınlatması,

- Volkan Demirel ile İbrahim Toraman ve bazı Beşiktaş yöneticileri arasındaki amaçsız sataşmalar,

- Schuster ve Rijkaard gibi zihinsel değerlerin halen bizlerce acımasızca eleştirilmesi,

vs.

Futbolun komplo teorilerinden ibaret olmadığını, futbolun güzelliklerini ve eğlence kısmını görebilmeyi, bazı güzellikleri de ülkemizdeyken farkedebilmeyi; yani yanımızdaki insanın gelişmesine, güzel bir şeyler yapmasına, çirkin kulplar takıp saçmalayarak eleştireceğimize, bize de ilham vermesi gerektiğini öğrenebilmeliyiz artık.

Mehmet Demirkol'un çok güzel bir yazısı var..

- Fotoğrafı sadece çok sevdiğim için koydum. Aslında konu ile de alakasız sayılmaz.

Hiç yorum yok: