"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

2 Kasım 2009 Pazartesi

Diyarbakır gerçeği..

2,5 yıl görev yaptım Diyarbakırda.. Özelde de çalıştım.. Halkla iç içe olduğum çok zaman oldu haliyle.. Yediğim yemekten tutun, muayene ettiğim hastasına hayatımın hiçbir evresinde bu kadar hürmet ve saygı görmedim.. Okumuş insana saygı ve sevgi bu yöre insanının kanında var.. Ki suratıma bakan İzmirli olduğumu 5 sn de anlar.. İstanbul'da yemekten daha fazla para verdiğimiz salata, ezme, içli köfte orada yemekten önce ikram olarak gelir.. İstersen 2 lahmacun ye.. Yine de gelir.. Ama gel gör ki şehirde dolaşırken bir fabrika göremezsiniz.. Birtek şehir merkezine ismini veren OFİS vardır o da köklü bi kurumdur.. Tabi bunun birçok sebebi var haraç, tehdit vs vs.. Sevdirememişiz okulu bu insanlara.. Ancak babasının cebine para vererek okutturmuşuz kızını ve oğlunu.. Bir tutam ekmeğe muhtaç o kadar çok aile var ki.. 10 çocuklu.. Adam prezervatifi balon zanneder göstesen.. Onlardır bizden yapamadığımız.. Dışladığımız.. Diyarbakırda gittiğim şehit cenazelerinin sayısını bilmem arkadaşlar.. Anaları arkalarından Kürtçe ağıt yakan.. Ey Antepli Bursalı "PKK dışarı" diye bağırırken bir elinin parmağını kestiğinin farkında mısın.. Dağdaki 3000 çapulcu için 1 milyonluk Diyarbakır'ı nasıl harcarsınız.. Bu yapılan da bölücülük değil mi..Ki kadrodalarında neredeyse bir tek Kürt oyuncu bile yokken bu davraşınızla bu futbolculara saygısızlık yapmış olmuyor musunuz? Biraz da kendimize şu soktumun çuvaldızı birazcık ta kendmize.. Hangimizin bir Kürt akrabası yok ya da bir Kürt'ün Türk..

2 yorum:

armgn dedi ki...

doğruları söylemek zordur, ama doğruları görmek de. o bölgeyi gören yaşayan bilir. Ben de babam vasıtasıyla gördüm. hürmette hiç kusur etmeyen okumuş insanı el üstünde tutan bir yer anadolu. eline sağlık güzel ve cesurca yazmışsın

Schumy dedi ki...

Sene başından beri bas bas bağırıyorum elmalarlar armutları karıştırmayın diye.

10 tane Diyarbakırlı arkadaşım var. Hepsiyle de içli dışlı her konu hakkında konuşuruz.

Sene başında Fenerbahçe maçı sonrası yaşanan olaylarla ilgili bir yazı yazmıştım. Hala da söylediklerimin arkasındayım. Kürtler terörist değildir. Teröristlerin için Kürt vardır evet ama Kürtler terörist demek çok yanlış bir genellemedir.

Diyarbakır bu terör olayları çıktığında beri gittiği her deplasmanda terörist grup olarak ilan edilmiştir. Bu dediğim olay 1 2 senelik olay değil 10 15 senelik olay. Fakat çoğunlukla ikinci ligde oynadığı için pek gözönünde olmadı tabi. Ne zamanki bu karmaşık ortamda Süper Lig' e çıktı insanlar aha Diyarbakır kendi sahasına gelen takımlara iyi davranmıyor demeye başladı. Kahrolsun PKK sözleri daha da bir yüksek çıkmaya başladı.

Şimdi siz adamlara her deplasmanda ( Antep dahil işin komiği bu ) terörist derseniz kusura bakmayın da Diyarbakır' a gidince de dayağı yersiniz. Etki tepkidir bu.

Gelelim cehalet, yatırım vs olaylarına. Diyarbakır' a bir fabrika mı yapılmış yıllardır ? Devlet gidip bir devlet okulu mu yaptırmış ? Yahu orası Türkiye' nin toprağı değil mi ? Orası da savaşılarak, hem de kürtlerin yardımıyla kazanılmadı mı Kurtuluş Savaşı sırasında ? Kuvay' i Milliye böyle yazmıyor mu ? Sen böyle yapmazsan, halkını cahil bırakırsan ne olur ? Senin ona vermen gerekeni fazlasıyla vermeyi teklif eden admalara gider. Zaten kaybedeceği birşey yok. Yıllardır Türklerle kardeş yaşayan insanları işte böyle kandırıp dağa çıkardılar.

Diyarbakırlılar' a terörist diyen, daha doğrusu Kürtler' e terörist diyen mümkünse ne kadar doğulu arkadaşı varsa dönsün bir baksın, sırtında keleşle mi dolaşıyor.

Yazık bu ülkeye yazık, hepimiz gözlerimiz bağlı dolaşmaya zorlanıyoruz...