"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

13 Temmuz 2012 Cuma

4-4-2 , Terim ve Hamit

Dikkat dikkat...bu yazı sadece 5 gün önce yazılmış olup, internet arızası nedeni ile yeni yayına verilmiştir. Bu süre zarfında Burak Yılmaz, Ambrabat transfer edilmiş ve Hamit sanıldığı gibi çok da maliyetli bir şekilde imza atmamış..

Elinde Aydın dışında kanat oyuncusu bulunmayan, ilk 11'inde top için gitmekten ziyade top almaya giden, patlaması olmayan ve topla oynayan YAVAŞ Galatasaray'ın topu rakip sahada tutabilmesi için yapabileceği tek şey "ortasahama yardım etmeliyim" kültürüne sahip çift forvet oynamaktı. Bunun Baros ile olmayacağını kısa sürede anlayan Terim devre arasında Elmander'in yanına Necati'yi monte etti.

Bu kanat adamı eksikliğinde Ambrabat ve Assaidi beklerken Hamit'in takıma katılması sanırım ilk 11'den bir biletin kesilmesine neden olacak. Melo'nun kalacağını varsayarsak Engin Baytar ve Emre Çolak'tan birisi bu seneyi büyük oranda kulübeden izleyecek.

Melo ve Selçuk gibi mükemmele yakın ters top atma becerisine sahip oyunculara sahip bir takımın, neredeyse bu özelliklerinin Eboue'nin birkaç bindirmesi dışında kullanılmadığı kanat varyasyonuna sahip olan bu takımda neydi de göze hoş gelen futbol oynanabildi ve mutlu sona ulaşıldı.

Emre'nin forma için Engin'in ise futbol karakterinden ötürü kaptırdıkları topun peşinden koşması, top rakipteyken defansif görevlerini tamamen yerine getirmeleri, beklerine yakın oynamaları ve ofansa ellerinden geldiğince çabuk çıkmaya çalışmaları Galatasaray'ın bu sene aslında hiç de ummadığı, beklemediği artılardı. Ceyhun'dan umutluyduk ama Engin'in bu denli performansını kimse beklemiyordu. 

Kanatlarda görevlendirilen bu oyuncular sağ iç ve sol iç gibi oynadıkları dönemde takım ciddi birsabır döneminden sonra rakip sahaya yerleşebiliyor, Elmader'in top tutup takımın rakip sahaya yığılmasına çok ciddi muhtaç duyuyordu. Elmander'in olmadığı maçlarda bu sorun net bir şekilde görüldü.

Sorum Şu:
Hamit hangi bölgeye düşünülerek alındı?
Eğer Melo'nun yerine ise Selçuk-Hamit ikilisinin defansif anlamda vasatın üzerine çıkamayacağı, rakibi yıldıracak sertliği gösteremeyecekleri ve kesiciliklerinin olmaması net... OLMAZ
Emre ve Engin'in hırsı Hamit'te var mı? Kesinlikle yok. Ben Hamit'in Real'de kadroya girmek için yüzünde en ufak bir hırs yansıması görmedim. Engin ve Emre gibipres yapıp adam kovalayacak mı? Zaten tamamen Melo'ya ayrılmış ayrıcalıklardan ben de istiyorum mu diyecek? Kaptırdığı topun peşinden ölümüne adam kovalayan Melo sadece birkaç saniye gözlerinizin önüne gelsin.
Hamit topu en kısa sürede ayağından çıkarabilen bir oyuncu değil. Topu alıp rahat ir nefes almadan pasını çıkaramıyor. Futbol oynamaktan ziyade oynatmamak kültürüne sahip olan ülkemiz futbolunda bu ne kadar mümkün olabilir.

Hamit kousunda ciddi çekincelerim var. Fenerbahçe almasın "Galatasaray isterse ALIR" dedirtmek için yapılmış son 5 senesini kulübede geçirmiş gereğinden yüksek maliyetli bir transfer hikayesi yazıldığını düşünüyorum.

Ben bazı arkadaşlar gibi futbolcu analisti olduğumu :)) iddia etmiyor ve cümlenin arkasından Ronaldo Messi'den iyidir demiyorum. Ben sadece gördüklerimi yorum katmadan yazmaya çalışıyorum

Umarım ben yanılırım, Hamit gerçekten üst düzey olduğunu ve forması için elinden geleni yapacağını bana kanıtlar.  Ben de buradan ona şapka çıkartırım. O seviyede bulunmuş Nihat'ın Türkiye'ye dönüşü de 30 yaşında olmuştu, 3,5 milyon euraya imza atmıştı ve sonu malum.

Hamit'e kötü demiyorum, şutu, hatasız pas anlyışını Alman disiplinini takdir ediyorum. Ben her zaman bardağın boş tarafına bakarım futbolda.Sonuçta bu adam 20 milyon euroluk bir maliyetle geliyor takıma.


Hiç yorum yok: