"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

19 Mayıs 2011 Perşembe

Heyecan



- Öncelikle şunu söylemeliyim ki, seko kaptanla da konuştuk blogun sadece Türkiye, hatta sadace Galatasaray hakkında ilerlemesini istemiyoruz aslında, fakat benim tus dönemi, onun da nöbetleri derken zor oluyor. inşallah düzelticez bunu.

- Ünal Aysal'ı dinledim az önce. Adamın çok çok farklı bir yapısı var. Liderlik ve karizma akıyo adamdan. Hiç bir mırın kırını yok. Kulübün şu durumunda bile kendi icraatleriyle ilgili asla bir bahanesi yok. Yok durum kötü, yok şu kadar zaman verin, zart zurt yok abi. Adam 3 senelik planı olduğunu ve en kısa zamanda sonuca ulaşacaklarından emin olduğunu o kadar büyük bir kararlılıkla söylüyor ki, Güntekin ve Rıdvan renk değiştirip şaşırıyor.

- Mütevazılık, kararlılık, kendine güven ve planlı hareket. Ünal Aysal inanılmaz bir etki oluşturmuştur benim gibi herkesin üstünde.

- Kabaca takımdan gitmesi gerekenler şöyle olmalı: servet (kimse performans, istikrar, iş ahlakı falan demesin, formaya saygı ve karakter önce gelir), barış, mustafa, ayhan, serkan, zapata

- Arda: birkaç hafta öncesine kadar gitsin diyodum. ama zannedersem seneye takımda çok farklı bir çehre olacak ve kaptana çok ihtiyacımız var.

Kewell: bence kalmalı. kötü bir performansı olmadığı gibi örnek ve taraftarın sevdiği birisi. kafası rahat olursa 2 sene daha bu şekilde oynar bence. ama sadece duygularla hareket eden biz taraftarlar Ünal başkana gelmeyiz. Göndericekler galiba, fiyat-performans-beklenti-yabancı kontejanı bakımından.

Baros: çok özel, çok lazım bize. ama istikrarsız olmuyo. bel bağlamak yanlış olur. bir de elmander geldi. baros yedek kalırsa tribinden geçilmez..

kaleciler: ikisinden en az biri gitsin. çünkü yeni sağlam bir kaleci getirecek yönetim. oynamaları lazım, en azından ufuk'u tekrar kazanmalı ülke futbolu.

- Transferler yeni sezon hazırlıkları başlamadan önce bitecek gibi. çünkü akıllı hareket eden bir grup, daha doğrusu komisyon var gibi geldi bana. en azından 31 ağustos akşamı altyazı takip etmeyiz inamoto gibi adamları almak için.

- Avrupa kupalarında olmayan bir takımın, hele Galatasaray gibi bir takımın tarihinin en kötü döneminde başkan seçilip taraftarı heyecanlandırmak zordur.. Yönetici olmak işte.

- Ünal Aysal'ın Adnan Polat'tan bahsederken Adnan Başkan demesi.

- Fatih Terim tercihi bence çok yerindedir. Bu durumda başka birisinin takımı toparlamak için belli bir süreye ihtiyacı olacaktı. Ünal Aysal da bunun farkındaydı. Rijkaard'a bile tahammül edilmediyse, şu durumda kimsenin bizim takımı tanımasını bekleyemeyiz, ki dediğim gibi bu adamda bir an önce başarı elde etmeliyiz ve istikrarı sağlamalıyız düşüncesi var. Yani aylardır kimsenin dilinden düşmeyen devrim, sabır, uzun vade gibi kelimeler yok adamın lugatında.

- Fatih Terim'le ilgili aklımda şöyle de bir şey var. Şimdi "Söz konusu Galatasaray'sa gerisi teferruattır" demiş ama sezon ortasında asıl enkazın altına "sadece" Hagi girmeyi kabul etmişti. O zaman Fatih Terim "Türkiye'de çalışmayı düşünmüyorum, ailemle böyle karar verdim" demişti.

eyvallah

Hiç yorum yok: