"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

3 Ocak 2010 Pazar

Murat Kaya - Wilkinsson - Rancik

Bu takımın Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı yendiğini hatırlayalım. Fner maçı hükmen gitti ama potansiyelimizi gösteren de bi sonucu varf sonuçta.

1 ay kadar önce kaybedilen bir maç sonrası Murat ile Jasaitis'i Taksim'de barda eğlenirken görüşümle alakalı eleştirel bir post yazmıştım. Hidayet de Nba'de yenildikleri bir maç sonrası takım arkadaşlarının uçakta poker oynamasına çok şaşırdığını belirten bir demeç vermişti. Tamam onların ki profesyonellik tamam da, bizimkilerin durumunun biraz umursamamazlık olduğu da açık bence. Orda ki mağlubiyetleri telafi etme şansı çok yüksek ama Galatasaray göz göre göre küme düşecek konumda. Neyse o eleştirdiğim arkadaşları bugün takdir etmek te nasip oldu.

Özellikle Murat Kaya dün o da atılır mı denilen o kadar çok sayı attı ki, olağanüstü sayı atma ortalamasını arttırdığı vakit Milli Takımın kapıları kendisine açılacaktır. Özellikle Kolej günlerindeki sayı ortalaması ve yüzdesini tutturması şart. Oyun kurdu, asist yaptı, savunma yaptı ve düşünerek oynadı. Hep böyle devam et.

Rancik ve Wilkinsson'u gelecek sene takımda tutmak çok zor olacakl galiba. Şu hile olayı olmasu muhteşem iddialı bir takımdan söz etmek yerinde olacak ama olan oldu. Washington, Jasaitis, Rancik, Wilkinsson, Faith Solak ve Murat Kaya her takımın hayır diyemeyeceği oyuncular. Dün Beşiktaş karşısında çok ciddi ve disiplinli oynadılar.

Bu arada hükmen yenik sayıldığımız maçların yanilgi puanları neden verilmedi anlamış değilim. Her yenilgiye 1 puan verilmiyor mu kardeşim nden vermediniz.
Neyse maçın analizini verelim postu noktalayalım.



Hiç yorum yok: