"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

1 Nisan 2011 Cuma

Anlayamıyoruz...

- Nesnellikten nasibini almamış bir toplum olarak anlayış ve saygıldan, hatta dürüstlükten bile bihaber bazı yöneticilerin ellerinde işte biz taraftarların mutluluğu.

- Nasıl bir algıysa, bakış açısıysa, bunu tutuculuk veya bağnazlık gibi bir kelimeyle basitçe geçiştirmek de bence büyük ayıp.



Neyse;

- Hiddink, Toshack, Del Bosque, Aragones, Lucescu, Gerets, Tigana, Rijkaard, Schuster, Hagi harcadığımız teknik adamlar. Bu adamlar başarısız oldukları için gönderildi. Tamam bazıları gerçekten istenen başarıyı yakalayamadılar fakat bizim için nimet olan bu adamların felsefesinden bir şeyler almak yerine onları kısa sürede kendimize benzetemediğimiz için yolladık ya da gitmeye zorladık. Şirketleşme öyle bir noktaya gelmiş ki, artık sene başında kim daha çok ünlü adam getirirse hisselerin değerlenme ihtimali o kadar artar, mantığıyla hareket ediyorlar neredeyse. Adamlar geldikten sonra fıss. Niye? Çünkü adama devrim yapma vaatleri veriyorlar, bilmem UEFA şampiyonluğu vaadi falan, amaç koymaya gelince son gaz. Ama ben bu yöneticileri orta okuldaki halime benzetiyorum. Bir sınavdan kalınca gaza gelirdim, tamam derdim, topa ara vericem, şöyle çalışıcam, kapanıcam deyip çalışma programı yapardım diğer sınava birkaç hafta kala. O programı bir daha sınavdan önceki son gece görürdüm ama hep. Gülerdim kendime, çünkü az önce maçtan gelip duş almış olurdum ve yine derdim, aynı film. Gene kalırdım. Tamamen iyi niyetliyiz ama sabır, mantık, düzen, istikrar, saygı, hiç bir şey yok. Allahtan biraz şans yanımda oldu da uzun vadede ben yırttım. Ama bu mantıkla ülke futbolumuz liseye geçemez, o kadar.

- Örnek yazayım bir iki tane. Eric Gerets. Puan rekoruyla, saçma sapan adamlarla şampiyon olan o adam, ertesi sene şampiyon olamadı diye gönderildi. Şu sıralar adam Fas milli takımından yıllık 6.5 milyon lira alıyormuş, bizimkiler o parayı finanse etmeye çalışıyormuş. Hem de Aynı sezonda Rijkaard ve Hagi'yi madara edip yolladıktan sonra.

- Daum. Saçma sapan kadroyla son maçta kaçırdığı şampiyonluk yüzünden kovuldu. 2 kere hem de. Bu sene Aykut'un hele bu kadroyla yaptığı saçmalıklarını yapma lüksü hiç olmamasına rağmen başarısız sayılmazdı. Çünkü Gerets'li Galatasaray şampiyon olurken o da kırmıştı puan rekorunu. Düşünün, puan rekoru kırıp 2. oluyorsunuz, kovulup 2 sene sonra tekrar çağırılıyorsunuz. Aynı film tekrar.



- Rijkaard küme de düşse arkasındayız, diyenler 2 ay geçmeden valizi eline verince her şeyi düzelttiklerini sandılar ama yaptıkları tek şey son derece iyi niyetli bir başka Galatasaraylı'yı da madara edip göndermek oldu, terbiyesizce, samimiyetsizce.

- Schuster. İlk geldiğinde oynattığı futbolla herkesi Beşiktaş maçı izlemek ister hale getirdi, dendi hakkında. Sonra yaşanılan çöküş ve ne kadar sabredildi? Yine 2 ay. Hüsran. Şimdi konuşuyor bazı fason adamlar, biz demiştik çok açık oynatıyor bu adam takımı diye. Şimdi Schuster gidip de bir İspanyol takımını şampiyonlar ligine sokarsa ve bir şeyler yaparsa o zaman Beşiktaş'ın başında kim varsa yerden yere vurulur bu poşet medya tarafından. Çünkü Schuster gibi bir dehayı elinde tutamamış olurlar.

- Bir sürü hikaye anlatılır işte. Ama dedim ya, herkes iyi niyetli bu hikayelerde. Herkese yazık. En çok da parasını ordan burdan arttırıp maçlara giden ve ağlayan taraftara. En az da, her yerden voleyi vurup, millet ağlarken gülen üst düzeye.

- Şöyle ki, Adnan Polat da Hagi de Galatasaray'ı en zor döneminde sahiplenip sorumluluk aldılar. Hakan Şükür her hafta sonu çok çok ağır konuşur mesela Adnan Polat hakkında, teknik heyetin hataları vs. hakkında. Ancak Telekom Arena'da Antep ile 0-0 biten kupa maçından sonra da böyle atıp tutarken spikerin çok kritik bir sorusuna maruz kaldı: Sana görev verilmek istense, düşünür müsün? Hakan'ın cevabı ne oldu?: Şu kaos ortamında hayır, ama sezon sonu sular durulursa belki. Sular durulursa mı? Belki mi? Hani taşın altına elini sokma? Hani o ağızlardan düşmeyen Galatasaraylılık duruşu? Hadi be siz de. Kimsenin yapamadığını yaptı bu adamlar. Çünkü gerçekten bir şeyler yapmaya çalıştılar. Hagi 2 kere yaptı bu arada bunu. Hiç de gocunmadı. İkisinde de derdini anlatamadan gitmesine, gitmek zorunda kalmasına rağmen. Adnan Polat da stres altında topluluk yönetemedi vs.

- Bunca şey, oldu bitti vs. derken yine aynı filmi oynamaya hazırız biz. Çok çabuk unutup kanarız her şeye çünkü. Başbakan önce "NATO'nun ne işi var Libya'da" der. 2 hafta sonra "NATO, orada düzen ve emniyeti sağlamak için orada, destekliyoruz." der. Biz de yeriz bunları. Aman devam etmeyecektim burdan. Geri vites.

- Ali Sami Yen de, Rijkaard da, Hagi de, Tuncay da, Nihat da, diğer tüm efsaneler gibi unutulur gider bizde. İhtiyacımız olan tek şey, iyi niyetle söylenmiş birkaç boş vaat, bir iki de "yılın transferi" videosu, saçma sitelerde paylaşmak için.



Bu kadarız.
Güle güle güzel adam Hagi.
Az da olsa, sayende döktüğü sevinç gözyaşlarını ve adamlığını unutmayacak insan var bu ülkede.

Eyvallah

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Schuster kovulmadı, istifa etti.

ugur dedi ki...

Kovuldu demedim. Medya ve bence yönetim baskısı adamı bu kararına itti. Bizim yüzümüzden yani. Yönetim medyaya arkasındayız dese de, iç işlerin nasıl yürüdüğünü tahmin edebiliyoruz.