"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

26 Şubat 2011 Cumartesi

Kalecilere dikkat


Yanlış atamıyorsam 4 senedir Sivas maçına kadar frikikten gol atamıyordu Alex De Souza. BU sezon ise sanırım serbest vuruştan 2.golü. İlkini Sivasspor'a atmıştı. İkincisi ise bugün Kasımpaşa karşısında geldi. Alex çok büyük futbolcu ama her iki golü de resmen kaleciler yemek için elinden geleni yapmış, Alex'e de bu orucu bozdurmuşlar.

Kurtuluş


Hız yok, Hırs yok, Oyun görüşü yok, Güç yok, adam akıllı bir tane Orta yok, adam aklıllı bir tane Bindirme yok... Bugüne kadar vardı da şimdi mi yok, YOK...

Kim ışık görmüş te almış cevabı YOK. Dalga geçtiğiniz Sabri'de yukarıda saydığım kriterlerden en azından 2-3 ü var.

Serkan Kurtuluş futbolu bırak, senin bu ülkede futboldan para kazanıyon olman, birçok amatöre bile hakaret.

Maç yazısına mı, HİÇ GEREK YOK..

20 Şubat 2011 Pazar

Saturday Night



- Son 3-4 yıldır NBA All Star haftasonlarından sadece pazar gecesini izledim. Cumartesi geceleri Vince Carter ve Jason Richardson'dan sonra çok tad vermiyordu. Dün de, uyku tutmadığından izledim açıkçası. Ama gece organizasyon olarak muhteşemdi. Hele smaç yarışması, olağanüstüydü.

- Blake Griffin, insan ırkının atletiklik ve güce aynı anda ne kadar sahip olabileceğinin sınırlarını zorladı. Ayakta izledim heyecandan.

- Javale Mcgee'nin çift potaya smacı gecenin en güzel hareketiydi. Hatta Kaan Kural'ın da dediğine katılıyorum. Smaç yarışmaları tarihinde yapılmış en zor ve güzel hareketti. Ama Blake Griffin'in ağzının çember seviyesine ulaşıp dirseğini soktuğu smacı başkası yapsa kolu potada kalırdı heralde.

- Blake Griffin, az kalsın Dwight Howard'ın 2008'de yaptığı smacı 360 dönerek yapacaktı ama Baron Davis'in iğrenç pasları yüzünden 2 dakika dolmasın diye daha kolay ama yine de müthiş bir smaç yaptı.

- 3'lük yarışması için favorim Ray Allen'dı, ama olmadı. Los Angales'te bir Boston'lıyı tutmak yine de güzeldi. Kevin Durant'in sıçmasına da sevindim. Bu adamı Sinan Erdem'den beri sevmiyorum.

- Hafta sonu boyunca oyuncularca giyilen çoraplar çok güzel olmuş. ebay'dan falan bulunup alınası hatta. 13 USD diye duydum.

- Oyun kurucuların yarışması ise saçma sapan bir amaca hizmet etmiş. Her adaya bir öğrenci verilmiş, ki bu öğrencilerin maddi durumları iyi değilmiş; kazananın, adına yarıştığı öğrenciye 30000 USD burs verildi. Kazanamayanlara da daha az miktarda verildi. Mantığını hiç çözemedim. Tam bir fiyaskoydu.

- Çok laf salatası oldu. Ne için? sadece indirip izlemeniz için bir gazdı bunlar.

Buyrun:


http://www.fileserve.com/file/yNzZvRD/NBA.2011.Sprite.Slam.Dunk.Contest.720p.part1.rar


http://www.fileserve.com/file/XdSX4px/NBA.2011.Sprite.Slam.Dunk.Contest.720p.part2.rar

eyvallah

- edit: Brent Barry'den sonra ilk kez bir beyaz smaç şampiyonu oldu.

19 Şubat 2011 Cumartesi

Ünlü düşünür Hagi



- İki takım taraftarının da zevk aldığı maçlar oluyor Telekom'da. Bu iyi mi, kötü mü?

- Mendy Aroma Erkekler Ligi'ne..

- Neymiş? Culio öyle aman aman bir oyuncu değilmiş, sıradanmış, çok beklentimiz olmamalıymış, buymuş Culio. Valla adamın hem defansif hem ofansif anlamda takımı için her şeyi yapması ama götüyle topuğuyla pas vermemesi ise sıradanlık, hepsi sıradan olsa oyuncuların keşke. Top Culio'dayken hissetiklerimle ve başka birindeyken nasıl hissettiğimin farkı büyüktür abi.

- Servet şu takımda kaptanlık pazubandını taktı ya, bırakalım hep beraber bu işleri.

- İnternette bir bahis sitesinde "10 kornerden fazla olur"a 1.60 oran vermiş. İlk yarıda 10'u geçti galiba.

- Bahis demişken, yanımda maçı izleyen (Fenerbahçe'li olduğunu tahmin ettiğim) bir genç "Galatasaray 2 farklı kazanır"ın da içinde olduğu bir kupon yapmış. Tek maçtan yattı ve 4bin tl kaçırdı. Boş kaleye kaçıran Kazım'ın ve son dakikada frikiği paslaşarak kullanan Culio'nun küfür yemediği kimsesi kalmadı galiba.

- Takım frikik kullanırken 3'lüye başlayan taraftar... Pozisyon oldu, tezahürat boşa uçtu gitti. Bu arada "Bizim için bilmem kime goool" tezahüratı bir takımı ateşlemeyeli 20 yıl falan oldu galiba, biz halen söylüyoruz deli gibi.

- ...Dön vicdansız. Çağırmazdım acil olmasa... (10AT) (Böyle miydi o şarkının sözleri?)

- Gerek zaman, gerek sabır.

eyvallah

13 Şubat 2011 Pazar

Sen farklısın kale!!



Maç içinde de olsa kaleciye ismiyle hitap etmek yerine "kale" diye bağırılmasını hiç haz etmemişimdir. Hatta blog sahibi seko kaptanla bile tartışmamız olmuştur idmanda. Neyse...

5 yaşından beri kalecilik yapıyorsun.

Galatasaray'da dokuzuncu seneni yaşıyorsun.

Bu takımda asla birinci kaleci olmadın, olamadın değil olmadın. Yapmadılar. Her zaman haketmedin belki birinci kaleciliği ama, hakettiğinde de vermediler.

Ne zaman görev verilse fizik olarak hep hazır olmana, "elinden geleni" en profesyonel şekilde yapmana ve hatta bu takımın bir şampiyonluğunda başrol oynamana, herkesin bırakıp gitmek istediği en kötü günde bile bu takımın bir parçası olmak istemene, her sene başında seni anadolu takımlarına teklif etmelerine rağmen, sen hiç bir zaman Galatasaray hakkında ileri geri konuşmadın. Aldığın ücreti, oynadığın maç sayısını hiç bir zaman medya önünde artistlik olarak kullanmadın.

Bu ülkenin "genç yetenekleri" birkaç maç başarılı yabancıların arkasında kalıp adı "nöbetçi"ye çıkınca hemen gol sevinçlerini yedek kulübesinde yaşadılar ve hemen küsüp konuştular, transfer dedikodularını yaydılar. O gençler şu an takımlarını en çok seven adamlar olarak geçiyor piyasada. Seni sorsak, Servet denen cibiliyetsizden bile az Galatasaraylı derler, pehh..

Ama sen, yedek kaleci iken bile Galatasaray'ın başarısındaki ufak payından dolayı gurur duydun. As kalecinin gelişiminde yedek olarak hep payın olduğunu düşündün. Belki bir Adler, bir Neuer, bir Valdez, bir Casillas değildin, ama onlar da değildi zamanında, birileri tuttu ellerinden o kadar. Bir Casillas olmazdın ama 3 Volkan olurdun kesin be Aykut.

Türkiye kupası maçlarında oynattılar sadece seni. Hata yapınca medyada konuştular; "Türkiye kupası maçlarında ne olursa olsun Aykut oynayacak." diye. Ama hatalı olduğunun tartışılacağı bir golden hemen sonra kestiler seni. Hem de yine eleyemedi takım o rakibi as kalecisine rağmen. Ama sen konuşmadın yine kimse arkamda olmadı, ikili oynadılar diye.

Ben bir kalecinin mental olarak hazır olmasının bazen teknik özelliklerin bile önüne geçtiğini düşünürüm. Senin arkanda kimse olmamasını bırak, bir hata yapsa da satsak, kurtulsak, assak, kessek, başka kaleci alsak cart curt hede hödö diye bekleyen insanların etrafında cirit attığı bir ortamda yine de çok çok iyi maçlar çıkarttın. Yediğin hatalı golleri o psikolojide sahaya çıkan her kaleci zaten yerdi. Bunu bilemez ama benim üstün ve ilerigörüşlü yöneticim, medyam, yorumcum. Kolay zannederler, her transfer sezonunda adı "anadolu takımlarına kakalanmak istenen oyuncu" listesinde geçen bir kalecinin Galatasaray kalesini korumasının ne kadar zor olduğunu. Aynısını şu an Ufuk'a da yapıyorlar. Çok çok iyi bir kaleci olabilecek bir genci öyle bir baskı altına aldıklar ki, eli ayağı titriyor, saçmalıyor. Sen daha dirençlisin, ama... Ama Mondragon'dan beri bu takım kaleci yüzünden çok kere hüsran yaşadı. Biraz da bizim çocuğumuz Aykut yaşatsın demediler. 1 kez Steau Bükreş maçında yaptın hatayı, bir daha o fırsatı vermediler bile. Bu ülke Volkan'a, Hakan Arıkan'a sahip çıktı ama sana kimse destek bile olmadı be Aykut.

Mondragon demişti ya giderken; "Gözüm arkada değil, çok yetenekli, kaliteli ve karakterli bir kalecisi var Galatasaray'ın diye.", sen kimin kızına karısına yamuk yaptın da seni sevmediler be Aykut?

6 Şubat 2011 Pazar

Papazlar: 13 Winning Seven: 2


Papazlar Pazarligi 1.lige iyi başladı demek biraz mütevazilik olur. Çok iyi başladı. Winning Seven 'ı 13-2 lik bir skorla geçerek, ligin yenisi olmasının yanında iddialılarından biri de olduğunu gösterdi. Diğer takımları bilmem ama Bahadır'ın bu hafta 1 kişi eksik çıktığı platformda biz de kadro kurmakta sıkıntı çekiyoruz, çünkü elimizde birbirine hiç bir üstünlüğü olmayan ve oynamayı hazır bekleyen 10 kişi mevcut. Gökhan'ın iş durumu ve Yavuz'un da gelemeyecek olması bi manada takım kuranlara mutluluk da vermiş olabilir :) Şaka bi yana buradan ilk tebrik solda kusursuz performans sergileyen Bada Ramazan'a.

3'lü defans, bir ön libero-oyun kurucu, bir serbest oyuncu ve tek forvet ile sahaya çıkan takımımız 1 saat boyu düşmeyen temposu ile ilerisi için umut verdi. Bir hafta önce hazırlık maçında Yavuz- Bada- Mevlüt ten yoksun olarak kaybettiğimiz ama dünyaları kaçırdığımız Apache maçı rahat kazanacağını düşünüyorsa şimdiden maçı kaybetmiştir derim. Çünkü ismi kadar çok da eski bir geçmiş ve birlikte oynamışlığa sahip olmayan takımımız giderek birbirine ısınmış durumda ve atak ve defansif formasyonları sonuna kadar kullanabilir durumda, diyebiliriz.

Bize gol atmak güç. 1 basit hata ve bir uzaktan köşeye giden şut dışında sanırım kalemize gelemedi rakip takım. Sert oynamakla saçmalamak arasında bir defansif formatları olduğu için olan yine bizim bileklere oldu.

Neyse ki benim ayağımla gelen peş peşe 2 golle maçın rahat geçeceği izlenimi bilinçaltımızı kuşatmışken, yediğimiz olmadık gol ve ikinci yarı başında kalemizde gördüğümüz gol ile bir anda skor 4-2 oldu. Ama genç olmalarının yanında nefesleri yaşları ile ters orantılı rakip takım futbolcuları son 20 dakika sahada yalnızca gezindiler.

Vallaha ne yazayım skor 13-2. Kim kötü oynadı diyebiliriz ki. Şimdi oturup Bora düşünsün gelecek hafta kimleri oynatacağını.

Serkan: 6 gol
Deniz: 2 gol
Mevlüt: 2 gol
Alper: 1 gol
Atıf: 1 gol
Bada: 1 gol

Bu arada sayılar yanlış olabilir, o kadar çok attık ki kimin ne kadar attığını hatırlamak güç :))

Hakem hakem baksana










Bu gibi pozisyonlar sadece benim futbol izlediğim yaklaşık son 15 yılda bile onlarca kez olmuştur dünyada. Sadece önce üst direğe sonra yere çarpıp oyuna dönen topların ortak özelliğine baktığımda topun gerçekten çizgiyi bariz bir şekilde geçtiği durumlar, geçmeyenlere göre çok çok fazla.


Kimse kızmasın hakemlere, ne yan hakem ne de baş hakem o topun geçtiğinden kesin emin olamaz. Serdar Adalı şu an konuşuyor hede hödö diye. Haklı yanları yok mu? Kesin var. Tribünlerde 20000 kişi görmüş hakem görmemiş. Yuh. Hakemin açısından saniyenin onda biri sürede gerçekleşen o olayı net görüp düdük çalmasını beklemek, hele ligin şu anki psikolojisinde, artistlik olur.

Hakem komitesi, eğitim seminerlerinde, tamamen emin olmadığınız kararı vermeyin, kesin gördüğünüz şeyleri çalın diyor. Ama, bence bir hakem de şu durumda golü versin bir kere. Bir kere de geçmeyen topu geçti deme riskini alsın. O zaman keserler mi adamı? Keserler.
E şimdi noldu?

2 Şubat 2011 Çarşamba

Tiksiniyorum senden


Dergide röportajı yer alan Volkan, ''Çeşitli takımlar istedikleri kadar transfer yapsın yine de bizim takımımızın seviyesine ulaşmaları zor. Tek dezavantajımız bu kalite ve tecrübeyi yeteri kadar sahaya yansıtamamak ki bunu da ikinci yarı çözeceğiz. Bunu da bireysellikten çıkıp takım olma yoluna girdiğimiz için başaracağız'' dedi.

Milli maçta gol yediğinde sevinir hale geldim. Bu kadar itici olmak zorunda mısın be birader.

sana cevap itüsözlük'ten
"berabere kalarak yine rakip takımı sevindirdik." diyen diyebilen kaleci.

şimdi belli ki yaptığı yanlışları anlamayan farkına varmayan bir sporcu. beşiktaş maçından sonra da yapmıştı aynı gereksiz açıklamayı. geçmişi de belli.. bu adamın rakibine saygı, fair-play vs gibi olgulardan habersiz olduğu ortada, ama acı olan bu genci uyaracak bir başkan, yönetici, kaptan olmaması takımda.

devam et volkan. bir gün bir yerde bu konuşmaların ve hareketlerin karşılığını bulacaksın ama, onu da bil.