"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

26 Kasım 2010 Cuma

Yanlış Yol



"Hem futbolculuk dönemimde hem de teknik direktörlük dönemimde Ali Sami Yen'de Beşiktaş'la oynadığımız bütün derbileri kazandık."

"...Beşiktaş karşısında Toshack döneminde 2-0 kazandıkları maçta, sağ taraftan attığı serbest vuruş golünü unutamadığını kaydetti."

"Bildiğiniz gibi ben oyuncu olarak sahaya daima hakim olmak istedim."

"...Çünkü geçmişte işler gerçekten çok kötü gitmiş."

"...Galatasaray bu Galatasaray değil, hak ettiği yerde değil."



Bizzat dinlemedim ancak bunlar röportajın yazılı basındaki hali. Hagi'nin de bir teknik direktör olarak, daha doğrusu Galatasaray'da, hele şu zamanda teknik direktörlük yapabilmek için mental olarak farklılaşması gerekiyor sanki. Hep önüne bakıyor gibi görünse de konsantre olması veya takımı konsantre etmesi gereken şeylerin çok uzağında kalıyor.

Şu anki takımdaki 1-2 kişi hariç herhangi birinden senin oyunculuğunda yaptığın şeylere yaklaşmasını bile beklemek çok ütopik be Ciga.

19 Kasım 2010 Cuma

Orlando Magic-Phoenix Suns.. Amway Arena'da Goz Goz sesleri..


Merhabalar,

Yaklasik bir haftadir, bir is seyahati icin Orlando'dayim..Bu is seyahati cikar cikmaz, hemen NBA maclarina baktim ve gordum ki Hedo muz da sansima o tarihlerde Orlando'da..
Hemen bir bilet kaptim tabii :)

Kusura bakmayin, halen Orlando dayim ve bu sihirli dunyadan dolayi, kelimeleri belki de yerine oturtaramadan yaziyorum sizlere..

Hayatimda ilk kez ABD ye geldim,
buraya ayak basar basmaz, tamamen bir film seti ya da yapay bir dunyada hissettim kendimi,
oyle ki Orlando diye bir sehir yok, evet yanlis duymadiniz, yok oyle bir sehir,
heryer eglence parklari, hoteller ya da buyuk alisveris merkezleriyle dolu,
insanlar peki nerde yasiyorlar derseniz, sehir merkezi dedikleri yer, iki uc buyuk gokdelenden ibaret bir yer, orasi da hic ragbet gormeyen bir bolge..

NBA ruyama donecek olursam, dun gece kendimi Amway arena da buldum, etraf bir buyulu dunyaydi sanki, muzikler, rapciler, danscilar herkesle birebir ilgilenmek pesinde, fastfood restaurantlar ve onundeki uzun kuyruklar, maca geldiginzi anlamiyorsunuz bile,
olsa olsa buyuk bir konsere gelmissiniz gibi bir his olusuyor icinizde..

Sonra, yanimdaki arkadasimla, yerimi buluyorum, gorece olarak sahayi tam ortadan goren, cok yukarda olmayan, basketbolcularin yuzlerinin secilebildigi bir mekandayiz,

mac oncesi sovlar, muzikler ve gercekten etkileyici bir milli mars fasli,
ulkemizde, marsimizin, bu tur etkinliklerden kaldirilmasi tartisilmasi suredursun, nba parkelerinin uzerinde amerikan askerleri, bayraklarini tasiyor ve bir sanatci esliginde, tum amerikalilar marslarina eslik ediyor,

hidayetli Phoenix ve orlando, yuksek desibelli anosnlarla sahaya cikiyor ve dikkat ceken bir husus, Phoenixten sadece Hedo nun ismi, ve hatta yuksek sesle anons ediliyor,
onumde maca gelen kadin, Hedo ya sirilsiklam asik , bizi gorunce mutlu oluyor ve surekli hedo nun fotograflarini cekiyor, Hedo orlando da olmasa bile, Orlandolularin Hedo sevgisi cok buyuk..

Orlando, cok rahat bir oyun cikariyor, guzel hareketler, smaclar esliginde, maci farkla kazaniyor,Hedo nun da sadece 2 sayida kaldigini da belirteyim,Mac boyunca bir pizza firmasinin promosyonu da ne yazik ki gerceklesemiyor, eger orlando 110 sayiya ulassaydi, seyircilere bedava pizza siparisi olacakti, ancak Orlando 103 sayida kaldi,

cikista da ustumdeki Goztepe formasini goren, Amerika'da yasayan Turkler hep bir agizdan, Goz Goz Goztepe diye salonu inletiyor, karsilikli Goz Goz cekerek, ruya bir gunu bitiriyoruz..

15 Kasım 2010 Pazartesi

Cellat olmak



Herkes yine meşhur rolüne bürünmüş eline almış baltayı, uçuracak kelle arıyor.

Arayın arayın, bulursunuz belki, sizi bu suçlama ve suçluyu asıp kesme gibi ucuz bir zihniyetten daha rasyonel ve gelişimci, profesyonel düşünmeye götürecek adam(lar)ı daha çok arayacaksınız.

Burda siz öznesi ile kasttetiklerimin içinde; yönetim, taraftar, futbolcu, yazar, blogcular, ben... herkes var.


Nolucak şimdi, yönetim istifa... Tamam yönetim istifa da, yarın Adnan Öztürk gelse haftaya Kayseri maçında galip mi gelicek takım. Gelse nolucak? Sevinecek herkes. İşte Galatasaraylılık duruşu vs. Sonraki hafta Beşiktaş maçı. Bi çelme de orda gelirse artık taraftar istifa...

"Günü kurtarmak" dediğimizde gün ile kısa vadeyi, futbol için birkaç ayı veya belki 1-2 seneyi kastediyoruz. Neymiş? Rijkaard'ı gönderirken günü kurtarmak deyince gerçekten sadece Ankaragücü maçı sonrasındaki o 1-2 günü kurtarmışlar demek ki.

Küçük insanların hareketleri bunlar. Hepimiz bu zihniyetin esiri olmuşuz. Bir bok olmaz bu zihniyetten.

11 Kasım 2010 Perşembe

Bir kupa olsun da..


- Hagi : "Öyle rotasyon motasyon anlamam. Ben 30'umdan sonra 5 yıl haftada 3 maç oynadım. Şimdiki aslar niye oynamasın? Artizliğin lüzumu yok."

- Yine Hagi : "Alın size forvet, buyrun. JPP."

- Allah ne verdiyse vurdu gerçekten. İki ayağıda var şoparın, ama bir de sakin olup kale ağzından abanmasa, plase denen kavramı yok.

- Son kez Hagi (bu sefer gerçek, ağzını okuyabildim.) : "Hadi Ufuk hadi hadi..." topu oyuna sokamayan konsantrasyon ve güven abidesi kalecimiz için...


- Cana oynasın da nerde oynarsa oynasın. Hagi'nin en iyi yaptığı şey, adam kazanmak; Elano, Pino da var.

- Olmadı. Susmadı hiç Hakan... Elano nerde?

- Emre Çolak düzenli oynamalı artık. Kimin yerine? Ben de bulamıyorum işte onu...

- Olsun be Hagi. Bir kupa göster de bize. Hangisini verirsen artık...

9 Kasım 2010 Salı

Anlayana



9.11.1988 Galatasaray 5 - 0 N.Xamax

Avrupa zaferlerinin yıl dönümleriyle hatırlanmak başkadır...

7 Kasım 2010 Pazar

TFF, Goztepe ile ne sorunun var??


TFF anlamisiz bir bicimde, Goztepe nin maclarini haftaici gunduz saatlerinde oynatmaktadir,
haftasonu oynadigimiz maclarda, tribunlerde 10binler olurken,
normal olarak, haftaici mesai saatlerinden dolayi bu kadar seyirci gelememektedir,
ve bu yuzden de , ligdeki diger ekiplerle rekabet ortami da bulunmaktadir,

yuzyilin basinda, insanlar "sanat icin sanat mi, toplum icin sanat mi?" diye tartisirlarmis,

saniyorum ki, Mahmut bey de, futbolun toplum icin oldugunu dusunmemekte..