"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

15 Şubat 2010 Pazartesi

Kazandık BABA Kazandık, Annem sayesinde..


Bu sabah ilk defa traş kolonyası canımı yakmadı. 3 gündür de acıkmıyorum. Arada bi ihtiyaçtan işiyorum o kadar. Babam şuuru kapalı yoğun bakımda yatarken, uyumanın haram olduğunu düşünüyorum nedense. Şans ya son okuduğum kitap Yekta Kopan'ın vefat eden babası için yazdığı öykü kitabı. Tam bir melankolinin içerisindeyim.

İşin ilginci kanseri erken yakaladığımıza sevinelim mi yoksa ameliyat akşamı 6 ünite kanadığı için üzülelim mi bilemiyorum. Ama gerçekler acıdır misali son yaşanan sevincimizi kursağımızda bıraktı, babamı da yaşam savaşının ortasında.

Soğuk bi herif olduğum için mi bilmem ama babama ilk defa derin uykusundayken "Babacım" dedim. Her gideni arkasından yaşanan pişmanlığı ve keşkeleri 5 gün gece gündüz yaşadım. Nadir dua ettiğim için kabul olur umudu ile inatla dua ettim. Doktor olduğum için yoğun bakıma girmeme izin verildiği için 2 saatte bir gittim elini tuttum, ağladım, ağladım ve ağladım. Yanındayken içime akıttığım gözyaşlarımı dışarı çıktığım anda yanaklarıma saldım.

Nasıl bir babaya sahip olduğunuzu o anda anlıyorsunuz. Ne kadar çok arandığınız, babanızın durumunu ne kadar çok kişinin sorduğu önemli değil, aslolan sizin neyi aradığınız, hissettikleriniz. Çok iyi insandır insan olmasına ama bizi okutmak için yaptıkları gelmesin aklıma bir kez daha ağlamak istemiyorum.

5 gün geçti. Endotrakeal tüpünden aspirasyon yapıldığı için Dormicum denilen hafif uyuşturucu ilaç veriliyor. Vücuttan atılımı 3,5 saat sürdüğü ve bu işlem 2 saatte bir yapıldığı için babam genelde bu ilacın etkisindeydi. Makineden ayrılma işlemi pazartesi gününe planlanmıştı. Ama ne olduysa kendisine verdiğim 14 Şubat sevgiler günü hediyesi sonrası gerçekleşti. Evet tahmin ettiğiniz gibi annemi soktum 2-3 dakikalığına yanına ve babam beklenenden 18 saat önce makinadan ayrıldı ve beklenenden 2-3 gün önce de servise çıkarıldı.

En iyi ilacın sevgi olduğunu da bir doktor olarak bellemenin tecrübesini yaşadım. Evlat sevgisi tabi bir yere kadar mutlaka önemlidir ama benim 5 gün de yapamadığımı 3 dakika da annem yaptı.

Vakit geç olmadan "Annecim ve Babacım" diye sarılın onlara vakit geç olmadan.

8 Şubat 2010 Pazartesi

Alsancak'ta Sutopu Maçı..



Fotoğraflar Göztepe-Iskenderun D.Ç. 2.Lig yükselme grubu karşılaşmasından..Bu şartlarda bu maçı oynatan hakem dörtlüsünü protesto ediyoruz..

6 Şubat 2010 Cumartesi

Yeter Artık Kayseri


Çok sinirliyim. Yeter artık. Yukarıdaki tarlada bile maç daha güzel oynanırdı. Kayseri camiası bütün umudunu tarlasahada 1 gol atarım ya da en kötü 0-0 berabere kalmaya bağlamış. Böyle saçma futbol anlayışı olmaz. Digitürk 360 milyon euro verip ihaleyi alacağına önce takımların çimlerini biçtirmeyi ya da adam gibi biçtirmeyi şart koşsun,Türkiye'ye getirdiğimiz yıldızların top oynayabileceği sahalar için yardımda bulunsun. Gio, Keita, Elano 3 metre top süremediler orta kesemediler. Çünkü her seferinde iğrenç sahanızda top sekti kayserili. Yeter artık. Bir milli takım kurban verdik Bosna maçında tel tel döküldüler, şimdi de ömrümden 90 dakika çaldınız. Süleyman Hurma şu an karşıma çıksan yemin ederim tekme tokat dalarım sana. Bosman kurallarına göre sözleşmenin bitmesine yarım sezon kala futbolcu istediği takımla anlaşabilir. Ali Turan meselesi de budur. Ama sizin Kayserili aklınız bunu adam ayartmak olarak yorumladınız. Bunu geçtim sizin yaptığınız Troisi meselesi asıl adam ayartmaktır. Bunu da geçtim gelelim Digitürk meselesine. Cangele'nin kendini yere attığı pozisyonu 18 kere gösterdiniz, Keita'nın kaleci ile karşı karşıya kalacağı pozisyonda çalınan ofsaytı göstermediniz bile. Kesinlikle 800 milyon euro verip 3D yayınlasanız maçları, yine de üyeliğimi yenilemiycem. Aziz Yıldırım yalakalığını bırakın. Neyi ne için tekrar yayınladığınızı, Erman Hocanın neden gönderildiğini herkes biliyor. Bizler değil asıl salak olan sizlersiniz. Maç ile ilgili hiç bişey yazmayacağım. Jo da sakatlanınca Baytar tarafından, yazacak da bize bişey kalmadı.

5 Şubat 2010 Cuma

Bence..


Olmuyor, olmuyor, olmuyor. Alışkanlıklardan vazgeçilemiyor Galatasaray'da. Oysa Hollandavari daha doğrusu Ajax tarzı oyuna yatkın bir kadro var elimizde. Tipik 4-3-3. Benim önerim sakat oyuncularla ve onlarsız şu, ister kulak verin isterseniz umrunuzda olmasın. Beni yazmaktan kimse alıkoyamaz.

Kale: Kesinlikle Ufuk Ceylan (Bu sayede hem Milli TakıM hem de 6+2 açısından avantajlı konuma geçilecek.
Sağ bek: Bu mevkide Neill bi denesin bakalım. Uğur daha kendine gelemedi. Ama Uğur da olsa fena olmaz tabi ki.
Stoper: Servet ve Emre Güngör. Son şampiyonluğu getiren ikili. Ama Neill gibi oyun kurma becerisi olan bir oyuncumuz da var. İlla bi oyun göbekten kurulacak diye bi şsrt yok bence.
Sol bek: Hakan Balta ya bi haller oldu. Bence sıradan bi sl açık olmaktansa Avrupai bir sol bek yaratılabilir Caner'den ama önce istemeli.
Ön Libero: Mehmet Topal.
Sol İç: Arda Turan. Eskisi gibi defansif özelliklerini de serglemeli. İniesta gibi ileride basmalı, ortada basmalı geride basmalı.
Sağ İç: Elano. Kendini bulmaya başladı. Elinden geleni yapıyor. Daha iyi lacak. Sadece daha güçlü yere basmalı.
Sol Açık: Gio Dos Santos.
Sağ Açık: Abdulkader Keita.
Forvet: Jo. (Kewell, Baros ve Jo'nun yokluğunda mutlaka Aax'taki gibi forvet yaratmaktansa altyapıdaki forvet oynatılmalı. Kesinlikle Cem Sultan denemeli. Ara transfer döneminde Batuhan'da alınabilirdi.)

Bu sistemin işlemesinde Arda ve Elano'ya çok iş düşüyor. Sadece ofansı düşünerek oynarlarda iflas edilir. Olmaz. Mustafa Sarp'ın iç oynayamadığını gördük. Mehmet Topal ile rotasyona girebilir. Ayhan da Elano ile. Baros tam bu sistemin adamıdır ama lanet Fener maçı aldı onu bizden.

Bu sistem

Mustafa Denizli & Ümit Kayıhan

Mustafa Denizli, Ümit Kayıhan ve Kaleci Can (Daha sonra Fenerbahçe'ye gitti) 'ın Altay günlerinden bir foto.. Yan taraf ta Asancak stadı aliba.. Fotoyu Ümit Kayıhan'ın facebook sayfasından aldım.. Nerden mi tanışıyoruz.. Her Göztepeli gibi benim de arkadaşım :)