"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." J. B. Priestley, The Good Companions, 1928

30 Kasım 2009 Pazartesi

2 tarihi roman: Yavuz ve Abdülmecit


"Yavuz" Okay Tiryakioğlu'nun "Kuşatma 1453" romanından sonra kaleme aldığı son anı-roman. Gotik romanlardan tarihi romana geçişini kitabın önsözünde "küçüklüğümde hep kendimi onların yerine koyardım" diyerek açıklayan yazar 1 günde bitirilecek, 1 sonraki sayfanın merak uyandırdığı ve tarihin bize anlatmadılarını akıcı bir şekilde aktarmış ve yazdıklarını tamamen belgelere dayandırmış. Yavuz Sultan Selim'in Şah İsmail çekişmesi ve Memluk Devletine son verişi en ince ayrıntılarıyla aktarılmış. fakat bu uğurda kardeşlerini ve en yakın arkadaşlarının kellelerini almaktan çekinmemiş şair Yavuz'un hikayesi.


"Abdülmecit" ise büyük usta Hıfzı Topuz'un eseri. Bugün Mehmet Topuz'dan bahsetmiştik biraz ama onun aksine Hıfzı olanın kariyeri başarılarla dolu :) Üstelik bu romanı 85 yaşında yazması büyük saygı uyandıran bi durum. Abdülmecit'i anlatmayı seçmesinin sebebini padişahın kısa yaşantısına birçok olayı sığdırması ve halkımız tarafından çok fazla bilinmemesi. Bu iki kitabın yazarlarına bakmasanız aynı kişi tarafından yazıldığı kanaatine varabilirsiniz. Tiryakioğlu'nun genç yaşını göz nüne aldığımızda yeni bir Hıfzı Topuz geliyor diye sevinmememk elde değil.

Tarihe birazcık ilgi duyanlar bence mutlaka bu iki şaheseri okumalı. Okunuyorlar galiba ki en çok satanlarda ikisini de görmek mümkün.

Piyondan Vezir Olmaz


Kayseri'de oynarken kendini vezirden öte şah hissederdi Topuz. Ama görünen o ki Kayseri'nin bu seneki konumu şah-mat'tan öte Topuz'u psödo-şah (yalancı şah) olduğunu kanıtlarcasına. O Topuz bu sefer Fener ile Beşiktaş arasında tam anlamıyla "vezir savaşları" başlatmıştı. Orta alanda Emre, Alex, Christian, Selçuk, Dos Santos, Vederson, Deivid ve Colin Kazım varken Topuz'u nerde oytacağım derdinde idi Fener yönetimi. Ama oynatacak olan o değil Daum'du o da arada bi aman oynamadım demesin diye bi sağda bi solda oynattı durdu. Son maçta da solda oynadı ve ancak Daum ona devreye kadar sabredebildi, yerine Özer girdi. Büyük futbolcu Topuz devre rasında eve gitmeye kalkmış fakat yöneticilerin telefonu ile stada dönmüş.

SORU 1
Mehmet Topuz'un futbol kariyeri nedir?
SORU 2
Tamam anladık bir oyuncu için bir kulüple kapışabilrsiniz fakat bu onu vezir yapmaya yetecek bir kriter mi?
SORU 3
Beli kalın, teknik kapasitesi sınırlı, Ronaldo taklidi bi vuruş stili var(arada bi tutuyo aslında yüzdeye vurursanız çok düşük) , yaratıcılığı düşük bir oyuncuya ne denmiştir ki bu kadar kaprisli olabilsin? Sanırsınız Real Madrid'den gelen o, Kayseri'den gelen Carlos.
SORU 4
Terim Topuz' 2-2-2-2-2 sistemini denerken sağ defansif bekte oynatıyordu. Defans oynarken sesi çıkmayan bi adam noldu da ofansif oynarken bağırır oldu?
SORU 5
Beşiktaş Makukula ile anlaşmış. Ligin şu haliyle Topuz mu Maku mu diye sormama bile gerek yok herhalde. Son kez soruyorum Topuz'u kaybettiği için yerden yere vurulan Demirören yönetimi bu hamlesiyle doğru mu yapıyor, alkışlanmalı mı?

Bu sorulara cevap verirseniz ben de okuyucular da aydınlanmış olur.

29 Kasım 2009 Pazar

Maçın Kahramanı: PUYOL


Maçın hakkı beraberlikti. Çoğu kişi benimle hemfikir sanırım. Maçın kahramanı konusunda da. Puyol'un hangi hislerle oynadığını bilim adamları çözerlerse Allah aşkına bizim Gökhan ile Elano'yo da aşı olarak yapsınlar. Olacaklarsa da 20 yıl sonra kısır olurlar o da bizi ilgilendirmez :))
Puyol'un babası geldi aklıma maç esnasında mütevazi bi yaşam sürerken, sanırım berberdi, geçtiğimizi senelerde vefat etmişti. Böyle bi evlat yetiştirdiği için diğer alemde koltukları kabarmıştır sanırım. Fazla duygusal bi giriş oldu ama adam her türlü methiyeyi hakediyor yalan mı?

Guardiola'nın Galatasarayvari bir dizilişle sahaya çıkmasını yadırgadım açıkcası. Henry tamamen sola kaymış solda oynayacağını düşündüğümüz İniesta ise bu yüzden içeri doğru yol almıştı. Keita, Busques(yabkış yazmış olabilirim), Xavi, İniesta ile defansif ortasaha kurgusunu çelikten kurup bir tane atar yatarım modundaydı resmen. Nitekim dediği oldu ama 18'in içini İbra ile doldurarak.

Messi saman alevi gibiydi bi vardı bi yoktu. Aynı şekilde Ronaldo. Kaka 3 kere takımdaşlarına al da at dedi ama anlamadılar. Kaleciler genel manada iyiydi.

Bir diğer bana ilginç gelen nokta Barca'nın oynattığı adamların 7'si altyapıdan (6 katalan ve Messi) diğer 4'ü ise müslümandı :)) Ne alaka dieceksiniz ama dikkatimi çekti. Henry, Abidal, Toure ve İbrahimoviç(kanıtlanmamış veri) Barca'nın müslümanları. Diğer iki isim de ilgin ç aynı takımdan gelme Keita ve Dani Alves.

Sonuç orak güzel maçtı ama muhteşem değil..

Göztepemiz:2 Sarıyer:1

İstanbul deplasmanında Göztepemizi izleme umudumuz Sarıyer seyircisi sayesinde hüsranla sonuçlamıştı. Evet maç seyircisizdi. Üstüne oldukça yağışlı bir hava vardı ve buna bağlı olarak ağır bir zemin. Göz-Göz için avantajdı bu durum. Çünkü Sarıyer ilk maçta Alsancak'ta takımımızı duman etmiş ve 2-0 lık bir galibiyetle sahadan ayrılmıştı. Bu galibiyet çok ama çok önemliydi. Böylece ilk ikiden kopulmadı ve Sarıyer gibi bir takımı yenerek özgüvenimiz yerine geldi. Hüseyin Kartal gibi zamanında jUventus'un bile ilgisini çekmiş bi golcünün özellikle bu gol ve bu sonuca çok ama çok ihtiyacı vardı. Bravo çocuklar. Göz Göz Göztepeeeee......


HAKEMLER: Ali Karadutlu, Halil Çağlayan, Eyüp Sabri Erdem

SARIYER: Ethem, Göksel(Eski Göztepeli), Emrah Umut, Serkan, Emrah, Sinan, Göksu, Aydın, Selim, Gökhan, Sezai

GÖZTEPE: Tamer, Tayfun, Evren, Burak, Serkan, Mert Somay, M.Akif, Ferhat, Ali Mumcu, Hüseyin, Recep

Grubumuz’daki diğer maçlar

Eyüpspor-İstanbul: 1-2

Denizli Bld-Tepecik: 5-1

Alanyaspor-Fethiye: 2-2

Akhisar-Konya Şeker: 1-1

Turgutluspor: (Bay)

Allah'tan Guiza'ya geldi


Maç seyircisiz olunca diyaloglar da duyulabilir hale gelebiliyor. internetspor.com'un haberinden alıntı yaptım. Hoşuma gitti paylaşmak istedim.

-Allah'tan Guiza'ya geldi

- Maç 2-1 Kasımpaşa'nın lehine devam ederken Alex, Güiza'ya derinlemesine bir pas uzattı. İspanyol futbolcu, topu kaldırdı, önüne alamayınca da fırsatı kaçırdı. Vural, "Adamı kaçırıyorsunuz" diyerek defansına kızdı ve ardından ekledi: "Allah'tan Güiza'ya geldi."

- Böyle oynasan kral olursun

- Maçın 50. saniyesinde fileleri havalandıran Gökhan Güleç'e arkadaşları takıldı: "Böyle oynasaydın gol kralı olurdun."

- Topu oyuna elinle sok

- Yılmaz Vural kalecisi Tolga'ya "Yüz kere söyledim topu oyuna elinle sok" diye bağırdı. Tolga bağırarak karşılık verdi: "Yoruldum hocam çok yoruldum."

- Boşuna ısınıyorsun Deniz!

- Maçın 2. yarısında F.Bahçe 3 oyuncu değiştirmesine rağmen ısınan Deniz'i gazeteciler ikaz etti: "Değişiklik hakkınız bitti. Boşuna ısınıyorsun."

- Primler ne olacak hoca?

- Maçtan sonra sahada rejenerasyon idmanı yapan Kasımpaşalı futbolcuların yanına gelen Yılmaz Vural, "Tebrikler çocuklar. Ama adamların tam 14 pozisyonu var" dedi. Lacivert beyazlı futbolcular oyuncularına şu karşılığı verdi: "Hocam yaktın Aziz Yıldırım'ı. Artık Fener'e hoca olursun. Bizim primler ne olacak?"

28 Kasım 2009 Cumartesi

Geride kalanlar GSCC 79-73 KSK

Geride kalanlar onurunu kurtarmak için, formasını yaşatmak için hem de 5 numarasız hem de deplasmanda Pınar Karşıyaka gibi bir takımı 79-73 yenerek belkide ligde kalmanın mucize olmadığını taraftarlarlarına anlattılar. Bu öyle bir öykü ki izlerken" geride kalanlar" la gurur duyulası, öyle bir öykü ki 30 a yakın hücum ribaundu verilmesine rağmen maç kazanılmasın anlatan. Jasaitis ve Rancik'in star olduklarını kanıtladıkları , Wilkinson ve diğerlerinin Türk gibi savaştıkları doyasıya izlenen bir maçın ardından Cihansever Yeşildağ ve ekibine teşekkürden başka diyecek neyimiz var ki..

Bu devirde kaç tane oyuncu var ki oyna denildiğinde oynamayacak(ki bu oyuncu takımın bel kemiği olsun) kaç oyuncu var ki (ki sorulmamaıştır bile) formanı ver dendiğinde formasını vermesin.. Galatasarayın aldığı ceza kesinlikle doğru ama oyuncularımızı aldığı cezanın insafsızca olduğunu belirtmek istiyorum.

Sekobarbital blogunda bundan böyle bu ekip her hafta yense de ynilse de gururla anlatılacaktır.

SALON: Karşıyaka Spor Salonu

HAKEMLER: Rüştü Nuran - Fatih Arslanoğlu – Alper Özgök

PINAR KARŞIYAKA (73): Gökper Gen 3, Birkan Batuk 5 (2 ribaund- 5 asist), Ryan Toolson 24 (2 ribaund- 2 asist), David Holston 27 (10 ribaund- 2 asist), Andre Smith 16 (10 ribaund- 4 asist), Furkan Aldemir 4 (8 ribaund- 1 asist), Valentin Pastal 1 (3 ribaund), Alper Saruhan (1 ribaund- 1 asist). Kzell Wesson 3 (6 ribaund- 2 asist)

GALATASARAY CAFE CROWN (79): Darius Washington 10 (4 ribaund- 3 asist), Caner Topaloğlu 2, Murat Kaya 6 (3 ribaund- 2 asist), Michael Wilkinson 6 (6 ribaund- 2 asist), Polat Kocaoğlu, Radoslav Rancik 23 (7 ribaund- 3 asist), Evren Büker 6 (2 ribaund- 1 asist), Can Akın 2 (1 ribaund- 2 asist), Simas Jasaitis 20 (8 ribaund- 1 asist), Eren Beyaz 4 (6 ribaund)

1.PERİYOT: 22-18
2.PERİYOT: 17-16
3.PERİYOT: 15-27
4.PERİYOT: 19-18

4-6-0


Neeskens'in ciddi anlamda bizim blog alemini taki ettiğini düşünüyorum artık. Dün Sarp-Perotta benzetmesini yaptığımda farkın sadece takım bazında olduğunu belirtmiştim. Yani Roma çoğu maçta gol ümidini Totti ve Perotta'ya bağlar ve maça 4-6-0 ile çıkar demiştik. Galatasaray ise ne olursa olsun maça forvetsiz çıkmaz Sarp bu yüzden sarkmaları ile zaman zaman ikinci forvet olur diye de eklemiştik. Ama Galatasaray dün maça 4-6-0 çıktı ve gol ümidi Totti vari Arda ve Perotta vari Sarp'a oldu. Ama olmadı :(

***4-6-0 sadece lokomotif modeli olmaktan öteye geçemez ki kesinlikle ütopya kabul edilemez***

27 Kasım 2009 Cuma

Messi & Ronaldo


Bence de Messili Barcelona kazanacak.

Göztepe'de son durum

Göztepemiz bu hafta ilk maçta hakederek yenildiği Sarıyer karşısına çıkıyor. Fakat maç seyircisiz. Mutlaka kazanmamız gereken bir maç ama gol atamıyoruz. Lig boyunca sadece Denizli Belediye karşısında 2 gol atabildik. Kaybedersek "her sene bir üst lige" sloganı tarih olacak.

Mustafa Sarp & Perotta


Hep sevmişimdir golcü güdüleri olan defansif adamları. Koeman, Luciano, Terry ve Lugano'yu sayabiliriz ilk etapta. Ama attıkları gollerin hepsi duran toptur bu adamların. Defansif ortasahalardan ise Barcalı Keita ve ManU'lu Carrick'in ise golleri genelde uzaktan şutlara gelir. Ama Perrotta ve bizim Sarp ın bana göre muhteşem denilebilecek araya kaçma ve gol bölgelerine sarkma eğilimi var. Bazen Roma maçlara 4-6-0 taktiği ile çıkar ve gol umutları genelde Totti ve Perrota'dır. Gerçi Galatasaray forvetsiz maça çıkmıyor ama Sarp her maç en az 2-3 net pozisyon buluyor. Biraz daha ofansif oynatılmasını düşünüyorum. Gerçekten gole yakın bir isim Mustafa Sarp.

Bursa deplasmanı

Hep zorlu geçmiştir hep. En son ne zaman kazandık Bursa'da hatırlamıyorum belki yakın bi tarihtedir ama nedense hep yenildiğimiz maçlar geliyor aklıma. Baliçli Bursa'ya 3-2 kaybettiğimiz maç var mesela, Hgi'li Bursayla 2-2 beraberlik ve Yusuflu Sarplı Bursa'ya geçen sene 2-1 kaybediş. Bugün de zorlu olacak ama Sercan ve Volkan'ın kafalarının karıştıtımış olabileceğini düşünüyorum bizimkiler tarafından. Arda ve Keita dönüyolar bugün takıma. Tahminim Ayhan bugün yedek soyunacak. Topal ve Sarp ile dirençli bir blok oluşturmaya çalışılacak diye tahmin ediyorum. Güzel maç olacak ama seri Bursa akınları karşısında Gökhan Zan çaresiz kalmasın yeter.

TRT'de yayınlanan ilk Dünya Kupası Finali golü


Bu golü çok yakından tanıdığımız biri attı. Neeskens Almanya kalesine bu golü gönderirken aslında yaşayan bir efsane olacağını biliyor muydu? Galatasaraylıların ağzının içine bakacağı Rijkaard kadar değer verileceğini biliyor muydu? Dünyada hiç bir zaman 2.adamlar hakettikleri saygıyı görmezler. Ne Löw Klinsmann'ın yardımcısıyken ne de Müfit Erkasap hiç bir zaman takdir edilmedi. Neeskens neden hep 2.adam olmayı tercih etti asıl merak edilen soru aslında bu. Milli takımda iken Cruyff'un arkasında, hocayken Rijkaard'ın. Böylesi mi ona kolay geliyor bilinmez ama gerekten merak uyandıran bi durum. Hepimiz biliyoruz ki Neeskens ilk adam olarak bile Galatasaraya gelse yine büyük iş başarmış olunurdu.

4 Kasım 2009 Çarşamba

Torbalıspor

Memleketim Torbalı.. Yıllarca yatılı okuduğum dönemde her pazartesi gazeteden takip ederdim adldığı sonuçları.. Uzun yıllar 3.ligdeydik.. Orta sıraların devamlı müşterisiydik adeta.. Eniştem yıllar öncesinin neredeyse 2.lige çıkacak olan takımın 10 numarasıydı.. Lakabı "taş kafa" idi.. Gel zaman git zaman takım amatöre düştü ama 1-2 senelik bi aradan sonra 3.lige döndü.. Şimdi grubunda lider.. hem evinde hem deplasmada aldığı sonuçlarla yüzümüzü güldürüyor.. Sezon sonu yıllar öncesi yaptıkları gibi acaba 2.lige çıkmamak için maçlara asımayacaklar mı, yoksa eski Galatasaraylı Fethi'nin takıma katkısı umduğumuzdan çok daha mı fazla olacak..

TFF 3.Lig Kademe 2
30.08.2009 Torbalıspor 3 - 0 Marmaris B.Gençlik
06.09.2009 Afyonkarahisarspor 0 - 1 Torbalıspor IY 0-0
13.09.2009 Torbalıspor 3 - 0 İzmirspor IY 1-0
16.09.2009 Y.Menemen Bld.Spor 1 - 0 Torbalıspor IY 1-0
19.09.2009 Torbalıspor 2 - 0 Tekirova Bld. IY 1-0
27.09.2009 Muğlaspor 1 - 2 Torbalıspor IY 0-2
04.10.2009 Torbalıspor 1 - 1 Ispartaspor IY 0-1
07.10.2009 Altınordu 1 - 0 Torbalıspor IY 0-0
11.10.2009 Torbalıspor 2 - 0 Keçiören Sportif A.Ş. IY 2-0
25.10.2009 Nazilli Bld. 1 - 2 Torbalıspor IY 1-1
01.11.2009 Marmaris B.Gençlik 0 - 0 Torbalıspor
08.11.2009 Torbalıspor v Afyonkarahisarspor
15.11.2009 İzmirspor v Torbalıspor

Tataristan'da bir Barcalı